Ey Türkiye’de yaşayanlar; ülkemizin de altına imza attığı “İNSAN HAKLARI GÜNÜ”nüzü içten kutluyorum!
Şükürler olsun ülkemde her şey yolunda! İnsanlarımız özgürce medyasından gerçekleri öğrenebiliyorlar! Gazetecilerimiz başta olmak üzere yazanlarımız ile televizyonlarda program yapanlar öyle iktidar baskısıyla medyanın yönetiminden gerçekleri yazmayayım diye bir korkuları yoktur!
İktidar ve muhalefet, öyle yarım yamalak değil, tam demokrasinin olduğu ülkelerinde olduğu gibidir ülkemdeki demokrasi! Halkımız, 15 Temmuz sonrası bunu daha iyi idrak edip meydanlarda günlerce demokrasiyi sıkıca korumasını bildiler.
Politikacılarımız, Anayasa’sının her maddesine harfiyen uyarlar! Kuvvetler ayrılığı vardır ülkemizde! Onun için halk rahattır ve tedirgin olmaz Yürütme ve Yargısından! Politikacılarımız o kadar dürüsttürler ki halkına nazik bir dille seslenirler! Onlara gerek seçim zamanları gerekse medya önünde yalan söylemezler. Neyse odurlar! Allah korusun, öyle rüşvet ve yolsuzluk gibi şeylerle ilgilenmedikleri gibi, ellerinin tersiyle de iterler böyle şeyleri! Hatta küçük bir olumsuzlukta bile onurlarına yediremeyip istifa ederler! Bunu gören iktidar bile “Benim Japon Politikacılardan neyim eksik” diye böylesi önemli bir kararı hiç düşünmeden alabilir!
Herhangi bir haksızlıkta, mağdurlar, başvurdukları adaletten; en adaletli kararla sonuç alırlar! Yargı mensupları, iktidarmış, muhalefetmiş, baskıymış, tayinmiş gibi yıldırıcı şeylerden korkmazlar! Onlar, yalnızca millet adına verdikleri kararlarında, Allah’tan korkarak vicdanlarının sesine göre insan değerleri öne çıkan kararlar vererek gerçek adaleti uygularlar! Ülkemizde yüzde yüz yargıya güven söz konusudur!
Sahi Adaletten söz açılınca Vergi Adaletinden de bahsedeyim. Başka ülkelerdeki gibi halk sıkboğaz edilmez ülkemde! Öyle benzinmiş, sigaraymış gibi milletin mecburen kullandığı ürünlere, “nasıl olsa mecburen alacaklar” diye, yarı yarıya hatta biraz daha fazla vergi koymaz benim ülkemin yönetimleri! Zaten birçok üründen KDV veya ÖTV altında vergisini alıyor. Hatta ücretlilerden bile vergilerini adaletli bir şekilde ‘şak!’ diye bordrolarından kesiyor! Bazen bakıyorsunuz iyi bir iş yapan esnafı bile vergi de geçebiliyor ücretli kardeşlerim. Helal onlara!
Bu kadar mı? Olur mu?
Daha ne haklar var ne haklar! Çalışanlarımızın aldıkları ücretler insanların rahat bir şekilde yaşayacağı düzeydedir! Emeklisi, memuru, işçisi aldıkları ücretle seyahat ettikleri gibi müze, tiyatro, sinemaya gidip çoluk çocuğuna rahat bir şekilde bakarlar! Hele bir patronları vardır, birçoğu, “Benim çalışanımın da insanca yaşama hakkı var!” diye onlara dolgun ücret verirler. Ülkemde şükürler olsun öyle işçi ölümleri diye bir şey de yoktur! Devlet her işletmeyi didik didik sıkı bir şekilde denetlediği için öyle ihmale gelecek şeyler de olmaz! Çiftçilerimiz deseniz, aldıkları mazot, yem, gübre gibi şeyleri ucuz aldığı için ürettiklerinin karşılığını alırlar! Çok mutludurlar toprakla uğraştıkları için! Çevremizdeki ülkelerde öylesine dostane ilişkiler içindeyiz ki ihracatta rekor üstüne rekor kırıyor. Cari açık söz konusu bile değildir! Allahları var komisyoncularımız da dinden imandan korktukları için, öyle fahiş fiyatla halkına ürün yedirmezler! Bırakın ucuz ürün yedirmediğini, üretilen her şey organiktir ülkemizde! Bunun için toplumca sağlıklıdır! Öyle başka ülkelerdeki gibi yılda 600 milyon kez hastaneye de gitmezler!
Eğitimi bile eşit şartlarda alır ülkemin öğrencileri! Öyle paralı filan okullar yoktur. Öğrencilerimizin birçoğu ister köyde olsun, isterse büyük şehirlerde hepsi devletin okul ve yurtlarında, Atatürk İlkeleri doğrultusunda insan odaklı, bilim ve teknoloji ile çağı yakalayan hatta onu geçen bir eğitim almaktadırlar! Eğitim sistemimiz dünyanın önde giden Finlandiya Eğitim Sistemi ile yarışa girmiştir. Hatta öğrencilerimiz, matematik, fen, edebiyat gibi dallarda bu ülkeleri bile geride bırakmışlardır!
Sağlıkta devrim yaptık! Paran varsa özel hastanelerde daha iyi hizmet görürsün diye bir şey yok! Herkes eşit şekilde devletin hizmetinden en modern hallerde yararlanır. Başka ülkelerdeki gibi özel hastanelere gidildiğinde hostes kızların ilgisi bir yana, çay ve kahve ikramı devlet hastanelerimizde de vardır! Doktora saldırı diye bir şey söz konusu bile olmaz insanlarımızda! Doktorlarımızda buna keza, günlük hasta bakma sayısı az olduğundan ve toplum iyi beslenerek hasta olmadığından, hastalarına öylesine zaman ayırırlar ki anlatamam! Bunun için sağlık giderlerimiz öylesine fazla değildir!
Başka ülkelerde olduğu gibi; kadına şiddet, maganda kurşunu, yine yeşil ışık yanarken duran, kırmızı ışık yanarken geçen renk körleri, yürüyüş yapan hamile kadına saldıran öküzler zaten bizim ülkemizde olmadığı için bu konulara girmeden müsaadenizle ayrılayım!
İnsan Hakları Gününüzü tekrar bol bol kutluyorum!
Şanslı ülkeyiz vesselam! Kıymetini bilin ve keyfini çıkartın!
Ertuğrul Erdoğan
10 Aralık 2016