Not: Dostlarım… “Siyasal yaşamın umut verici olmaktan çıktığı günlerdeyiz. Kamu yönetiminin kılcallarına kadar işleyen, sosyal hayatı rehin alan bir çürüme ve çöküş dönemdeyiz.” Sorun bu denli kahredici olunca susmuyor yürek. İstiyor ki; pis kokular ayni hassasiyetle algılansın. Her gün yeniden doğan günle gelen pis kokular yeni bir ayrışma, yeni bir kin yaratmasın!. Bugünün çaresizliği yaşanan hukukun kokuşmuşluğunun eseri değil mi!?… Neresi yanlış bu teşhisin!?…
Bu günlerde burunlara ani bir hassasiyet mi gelmiş ne!? “Pis kokular” gelir olmuş!.. Fizan’da Sığır Sultan’a kadar ulaştığını bilmeyen var mıydı o pis kokuların? Daha düne kadar iki saray ötesini ı r g a l a d ı ğ ı yoktu ki o pis kokuların.
Feryadın desibeline bakılırsa, fena titremiş olmalı yürekler. Eski Bakan Çağlayan, Tutuklu Zarzab’ın dosyasının sarmalına dolanmış.
Kim o Zarrab, bilmeyenimiz var mı? Komşumuz, İran uyruklu ama ma bizden biri. Öylesine bizden ki, bakanlıklara “merhaba” demeden girebilen, eyvallah demeden çıkabilen saygın mı saygın bir işadamımız. Öylesine saygın ki; önüne yatılmayı hak edecek kadar muteber bir zat-ı muhterem!… Üstelik “At şuraya bir yüzlük!” desen “milyonu” toka edecek kadar da gönlü geniş bir “hayırsever(!)”.
Kibar da gavur eniği!.. Şuradan anlayın ki; ziyarete giderken hediyesini çikolota kutusunun en büyüğü ile götürecek kadar kibar ve de görgülü biri… Üstelik; (ki bu kendi deyimi) o.r.sp.nun bahşişini peşin ödemeyi bilecek kadar da görgülü, bilgili, deneyimli.
Ortakları ülke içinde tam olarak deşifre edilememiş olsa da, bu gencecik (33 yaşında) (Türk) iş adamının, İran’da;( Zencani mi ne), bir ortağı varmış. Ülkesinde yakalanmış, yargılanmış idam hükmünün infazı bekleniyormuş.
Biz de benzer hataya düşmek üzereydik.Kumpas(mış)(!) anladık da salmakla kalmadık, mahkemece el konulan paralarının faizlerini bavullarla iade ettik de büyük bir vebalden kurtulduk.
Varsın hüküm giymiş olsun ortağı. Devlet olarak onca cari açığımızın %15 -20’sini (kaçakçılıkla da olsa) tek başına kapattığını itiraf eden adamı ödüllendirmemiz gerekmez miydi!?… Hah işte! Biz de öyle yaptık! Tutuklama – salınma ve faizleriyle birlikte paralarının iadesinden sonra, Ekonomi Bakanı’mız Muhterem Nihat Zeybekçi ve Başbakan Yardımcımız Muhterem Kurtulmuş’u bu işle görevlendirdik. Düzenlenen bir devlet töreniyle, Üstün Hizmet Ödülü(!? adına “İhracat Ödülü” ile ödüllendirdik kendilerini. Dileriz özrümüz hem yaratan hem kul katında rıza bulmuştur!. Allah, da milletimiz de affetsin!…
– Amin!… İnşallah!…
*
“Pis Kokular Geliyor!” şikayeti gösteriyor ki; “Amin!” ve “İnşallah!” temennileri pek kabul görmemiş olmalı yüce katta!.
Üstelik sarmala dolanan “başkalarından da” söz ediliyor. Sonu düşünülmeden yenilen kokuşmuş hurmaların daha çok tırmalatacağı gibi bir izlenim yaratıyor olması geleceği karanlık kılıyor…
Biz de meraktayız!… “Ne yaptımsa, emir ve talimatla yaptım!” itirafları da dolanmış mı acaba sarmala!?..
Ya da; ta yukarılarda ifade bulan, “Ekonomi bakanı (Çağlayan kastediliyor) hükümetin kararlarını uygulamayıp ne yapacaktı?” itirafı, yuvarlandıkça büyüyüp sarmalına ta tepebaşka “görünür / görünmez başkalarını da dahil edecek midir!?..
Ülkenin başına yeni çoraplar örüleceği gibi bir korku sarmıyor mu içinizi!?…
*
Ah be muhterem!…
Parmak çoğunluğu o pis kokuları bertaraf eder zannettin!…
Oysa kokuşma başlamayagörsün bir kez!… Kişinin burun deliklerinden fışkırır pis kokular!…
Senden istenen o meşhur hikayedeki “sarı öküz” değildi!.. Haramilerdi!. Ne kendin verip kurtulmayı denedin, ne de onlara aklanma şansı verdin.
Ne halin varsa gör diyeceğiz ama, ne yazık ki, bizler de ayni gemideyiz!…
*
Siyasal yaşamın umut verici olmaktan çıktığı günlerdeyiz. Kamu yönetiminin kılcallarına kadar işleyen, sosyal hayatı rehin alan bir çürüme ve çöküş dönemdeyiz. İşte bu noktadan devam edeceğiz PİS KOKULAR… Bölüm (!V)’e…
Mehmet Halil Arık
Emekli eğitimci
Mehmethalilarikqgmail.com
13 Eylül 2017