Hayatımız boyunca kararlar almamız, seçimler yapmamız gerekir. “Her seçiş bir vazgeçiştir.” Demiş bir düşünür… Beyaz gömleğimi mi giysem yoksa maviyi mi? Akşam yemeğinde yoğurt mu yesem yoksa çorba mı içsem? Bunlar da birer seçimdir. Ancak bazı seçimlerimiz bütün hayatımızı etkileyecek, geleceğimizi belirleyecektir. Bu nedenle çok iyi düşünülmelidir.
Çocukken hepimiz “Ben doktor olmak istiyorum.” “Polis olacağım.” “Öğretmen olacağım.” Hem itfaiyeci hem avukat olacağım.” gibi kendimizce bazı meslekler seçmişizdir. Bu mesleklerin ne anlama geldiğini bile bilmeden kulaktan dolma meslek adlarından birini kendimize yakın bulmuşuzdur. Ailelerimizin de etkisi çoktur bu konuda… “Sen mühendis ol.” “Sena doktor ol.” Mimarlık sana çok yakışacak.” sözleriyle bizleri ister istemez etkilerler.
Meslek böyle seçilmez. Kişilerin istekleri, yetenekleri ve becerileri çok önemlidir. Örneğin öğretmenlik sevgi, hoşgörü, sabır işidir. Çocukları sevmeyen, hoşgörüsüz, sabırsız bir insan öğretmen olmamalıdır. Gerçi pek çok meslekte gereken erdemlerdir bunlar… Doktorluk, öğretmenlik, şoförlük, garsonluk, mekân işletme gibi insanlarla iç içe yapılan mesleklerde bunlar ve bunlara benzer özellikler yoğun olmalıdır. Sevgisiz hiçbir meslek yapılamaz. Aşçı iseniz o yemeğe sevginizi kattığınızda daha lezzetli olacaktır. Hani elinin lezzeti farklı denilen kişiler var ya bence onlar pişirdiklerine bir tutam da sevgi ekleyenlerdir. Şoförlük aşırı dikkat, sabır ve nezaket isteyen mesleklerdendir. Yolcularınızın canları size emanet…
Seçtiğiniz mesleği çok uzun süre yapmak zorunda olacaksınız. Belki de ömür boyu… Örneğin bir doktor emekli olsa dahi toplumda gerektiğinde mesleğini yapar. Bir konsere gitse orada bayılan biri olsa ilk müdahaleyi o yapacaktır. Bir öğretmen emekli de olsa ömrünce çevresindekilere yararlı olmaya çalışacaktır. En azından komşu çocuklarının sorularını cevaplamakla, ödevlerini hazırlamakta yön göstermekle bir bakıma mesleğini sürdürmüş olacaktır.
Maalesef eğitim sistemimizin tam sağlıklı olmaması nedeniyle isteyen istediği mesleği yapamıyor. Puanı hangi okula yeterse “Yeter ki açıkta kalmayayım.” düşüncesiyle sevmedikleri meslekleri dahi seçebiliyorlar.
Bazı kişiler de en çok para kazandıran mesleğe odaklanıyorlar. İki arkadaş konuşuyorlarmış. “Söyle bakalım sen ne olacaksın?” demiş biri… “Göz doktoru olacağım. Peki, sen ne olacaksın?” diye cevap vermiş. “Ben de diş doktoru olacağım.” demiş. Arkadaşı merak içinde: “Neden?” diye sormuş arkadaşına… Cevap ise biraz şaşırtıcı… “Akıllım, insanların sadece iki gözleri var ama dişleri 32 tane… Çok para kazanmak istiyorum.” Elbette yapılan iş insana para kazandırmalıdır. Rahat, güzel bir yaşam elbette hakkımızdır. Ama meslek seçiminde ilk kıstasımız para olmamalıdır.
Bazı işler ise genelde hobi olarak yapılır. Bana göre şairlik, yazarlık da esas mesleğimizin yanı sıra yaptığımız işlerden oluyor. Çok para getirmiyor. Yahut çok para kazanacak duruma gelmeniz yıllarınızı alıyor. O zamana kadar çekilen sıkıntılar da az değil elbette…
Hangi işi yaparsanız yapın en iyisi siz olun. Çöpçü iseniz en iyi siz süpürmelisiniz sokakları… Eğitimciyseniz öğrencilerin sorunlarına eğilen, en sabırlı, en hoşgörülü kısaca en yararlı öğretmen siz olmalısınız. Sağlıkçıysanız hastalarınızın sorunlarına en çok eğilen, en ilgili doktor, hemşire, hastabakıcı siz olmalısınız ya da olmak için çabalamalısınız. Hangi mesleği seçerseniz seçin okul bitince her şey bitmez. Esas o saatten sonra kendinizi geliştirmeniz, bol okumanız, mesleki etkinliklere katılmanız, meslektaşlarınızla fikir teatisi içinde bulunmanız gerekir.
Önemli olan yapmaktan zevk alacağınız bir işi kendinize meslek edinmenizdir. İşte o zaman karşınıza çıkan zorlukları da çok kolay aşabilirsiniz. Hangi mesleği seçerseniz seçin kendinizi geliştirin, o meslekte en iyi olmaya çalışın. Doğruluktan, dürüstlükten ayrılmayın. İçinizdeki sevgiyi, şefkati, merhameti çoğaltın. Hepinize seçeceğiniz meslekte üstün başarılar diliyorum.
HARİKA UFUK
ADANA
11 MAYIS 2017
Saat: 10.00