Hayatta ruhen ve bedenen sağlıklı olmak en büyük huzur kaynağıdır. Sağlıklı insanları sevilip sayılmak, iyi bir aile, huzurlu bir yuva, gerçek dostlarının olması, başarı, zenginlik, kariyer de mutlu eden faktörlerdir. Bunların sırası elbette ki kişilere göre değişebilir. Kimileri maddiyata, kimileri de manevi değerlere daha fazla kıymet verirler.
Sevilip sayılmak emek ister. Ailelerimiz bizleri kusurlarımızla da olsa severler ancak çevremizdeki kişiler edimlerimize bakarak bize kıymet verirler. Sahtekâr, yalancı, merhametsiz, çıkarcı, kıskanç, ikiyüzlü, haset, bencil, nankör, zalim olanlar asla sevilmezler. Bu kişiler; içyüzlerini bilemeyenler veya çıkarcılar haricinde aklı başında insanlar tarafından toplumda kabul görmezler.
Cenap Şahabettin diyor ki: “Yüksek yerlerde hem yılana hem kartala rastlanır. Biri uçarak, diğeri sürünerek yükselmiştir.” Uçarak yükselenlerin arkaları kuvvetlidir. Bazı mevkilere kendi yetenekleri ile değil de eş dost desteğiyle gelmişlerdir. Bir de sürünerek tırnaklarıyla kazıyarak yükselen, alın teri döküp gerçekten bulundukları mevkii sonuna kadar hak eden başarılı insanlar vardır. Kıskanç insanlar onları asla kabullenemezler. Sizi sevmeyenler en büyük başarınıza bile dudak bükerler ve başarılarınızı küçümsemek için mutlaka bahane ararlar. Bir fıkra ile anlatayım:
“Bir ülkede bakanın biri kendisini gazetecilere nedense hiç sevdirememiş. Ne yapsa makbule geçmiyormuş. Basın her gün kendisiyle uğraşıyormuş. Artik canına tak etmiş ve ‘Öyle bir şey yapayım ki gazeteciler mat olsun.’ diye düşünürken aklına bir fikir gelmiş. Fıkra bu ya bakanın bazı özel yetenekleri varmış. Bu yeteneklerinden birini kullanarak basın mensuplarını etkilemeye karar vermiş. Bir basın bildirisi yayınlamış : ‘Filan gün, filan saatte bakan denizin üzerinde yürüyecek.’ O gün tüm basın mensupları bildiride belirtilen yerde toplanmışlar. Bakan tam zamanında gelerek denizin üzerinde yürümeye başlamış. Herkesin gözleri fal taşı gibi açılmış. Ertesi gün tüm gazetelerdeki manşet şöyleymiş: Bakan, yüzme bilmiyor!” Bazılarına ağzınızla kuş tutsanız yaranamazsınız.
Yükselenleri yürekten alkışlayanlar olduğu kadar paçasından tutup aşağıya çekmek isteyenler de çoktur. Kıskanç insanlar başarılıları küçümseyince yüceldiklerini sanırlar. Oysa kendileri kıskançlıkları yüzünden tamamen köleleşmişlerdir. “Kıskançlık, bir güvenin kumaşı yemesi gibi, insanı yer bitirir.” demiş Chraysostorm… Onlar kendilerini yiyip bitiredursunlar biz yolumuza devam edelim.
Bir Meksika atasözü de şöyle der: “Kıskanç kişiler asla komplimanda bulunmazlar. Onlar sadece yutkunurlar.” O halde yutkunmaya devam etsinler. Bir Türk atasözüyle yazımı noktalamak istiyorum. “Güneş, balçıkla sıvanmaz.” Hepinize kıskançların gölgeleyemediği mutlu günler diliyorum.
NOT: Ayrıca kıskançlara bir de şarkı armağan ediyorum. “Hadi hadi hadi!”