Algı bozuk; algı!…İşine geldiğinin ötesini düşünmekten aciz beyin. İhanet de burada başlıyor zaten. Akıl bozulunca, vicdan dışlanmış.
Katledilmedik değerimiz mi kaldı?
Aşiret devletlerinin bile “değerler” adına varlıkları vardır.
Hukuk yok!… Eğitim yok… Tarım yok!. Sanayi yok!… Bilim yok!
Ahlak yok!… Utanma yok!. Ar yok!…Vicdan yok!.
Hurafe çok, bilim yok. Yalan çok, dürüstlük yok. Riya çok, hoşgörü yok… Rant çok, yatırım yok!… İthalat çok, üretlerinin bile “değerler” adına bir varlıkları vardır.asalar var uyum yok!…
Mahkemeler var güven yok!…
İhanet var, sadakat yok… Kayırma var, liyakat yok…
ODTÜ’ye git ağaç katlet. Salda’ya git doğa katlet. Karadeniz’e çık, yaylaları, dereleri gölleri, akarsuları katlet.
Dağı taşı maden sahası yap, ver yabanellere. Ormanları talan et, ranta aç dik betonu… En güzel koyları çevir. Dik sarayları. Neymiş, “İtibardan tasarruf olmaz”mış!.
Üç, beş on değil… Yüzlerce. Salt doğuda, batıda, ormanda, şehirde, bayırda değil, Heryerde!… Al sana ihanet…
Kaz Dağları’nı yok eden şirketin CEO’sunun sarfettiği “100 milyon dolarlık)Mütevazi yatırım yaptık… * Üretime 2020 de başlayacağız. * 15 yıl sürecek. *Yabancı işçi çalıştırmıyoruz. Türkler taş taşımakta iyi. *Üstelik dolar yükseldikçe de karlılık oranımız katlanıyor. *Hizmetlerimizi TL üzerinden gördürüyoruz.” sözleri dokunmuyorsa yüreğine, soruyorum, kan mıdır damarlarında dolaşan!?.
İtiraf bile değil, cesaretle aktarım: Ülkenin yer altı ve yerüstü zenginlikleri “mütevazi” yatırımla soyguna talana, sömürüye teslim. Hamallığı sırtımıza ardılıp kalmış… İhanetin bir başka türü…
Tarih bunları yazacak. Ama ihaneti kime fatura edecek?!… Bu fırsatı yaratanları lanetleyecek. Nihayetinde onlar emperyalist sömürgen olmanın gereğini yapacak. Ya o emperyalist soygunculara bu kapıyı açanlara ne demeli!…
Düşman dışarıda… Hain içerde!….
İşte bizim de hedefimizde doğrudan o aymazlar vardır.
Kendi ülkesini peşkeş çektiren o aymazlar zümresinin iyi niyetini sorgulamaktan acizsek, elin adamı, yaptığı küçük bir yatırımla milyarları nasıl kazanacağını ülkesinin televizyonlarında övünçle anlatır.
Bizim ülkemizin ÇANAK TUTANLARI ise ÇED raporunda bile öngörülen 45 bin ağaç kesimini 14 bin olarak göstermeyi marifet bilir. Nereye ihanet ettiğinin farkında değilse bile, kime hizmet ettiğinin de mi farkında değil acaba?
Neyin karşılığıdır bu peşkeşten yana duruş?. Oysa kesilen ağaç sayısının 200 bine dayandığının gözlemciler tarafından anlatılmasına bile gerek yok. Kelleştiririş alanın büyüklüğü ihanetin boyutunu da göstermekte zaten.
Dikkat buyurun: Yapılacak yatırım 100 milyon(muş).. (Şirket yetkilisi bu yatırımı “mütevazi yatırım” olarak övünçle anlatmakta…) Elde edilecek altın 3 milyon ons(muş)… 4 milyar $’lık bir karşılıkmış bu. Yani 100 Milyonluk yatırımın karşılığı tam 40 kat. Başka bir deyişle %4000 getirisi olan bir yatırım… Dünyada var mı örneği?
*
Eyy İzan sahibi… Hangi yatırımda var % 4.000 kazanç? Bu soygun değilse nedir? Bu soyguna çanak tutmak ihanet değilse nedir?
*
Bize kalan pay %2’den, işletim süresince sadece 80 milyon $. Ülkemizdeki Suriyelilere harcadığımız paranın 500’de biri kadar(cık) yani.
Sadece kestikleri ağaç başına düşen TL’ye razı olmayı bile birileri çıksın açıklasın…
Geriye bırakacakları binlerce yıllık yeşilliklerden arındırılmış kel dağlar, yer altı sularını zehirlemiş, bölge ve ülke insanının geleceğini karartmış bir sonuç da 15 yıl sonrasının cabası!… Binlerce yılda bile kendisi tamir edemeyecek bir artık bırakmanın ihanet dışında bir açıklaması var mı?
Sokakta bulmuşçasına, kendi ülkesine hoyratça davranabilen izansızlığın bedeli ödetilmeyecek mi? Ama kimlere…? Ama nasıl…?
Adamlar açıkça ilan etmekteler: “Dolar kurunun yükselmesiyle maliyetlerimiz de düşecek”
*
Ey damat!… Hani doların yükselmesini bekleyenler avuçlarını yalayacaklardı?… Gördün mü kimler ellerini ovuşturuyor dolar yükselsin de maliyetler düşün diye?
*
Bu sözler, bu ülkede avuç yalayanlarla kıç yalayanların ortaklığının açık tescili değilse nedir?
*
Bir avuç çevreci yurtsever vatandaş, çevre örgütleri, sanatçılar ve CHP’li belediyeler, şimdi Kazdağlarında bir taraftan “Su ve vicdan” nöbeti tutarken, ihanet ehli ortaklar da altlarında dozer- grayder, “Kaz dağları” eylemi eylemine fütursuzca devam etmekteler.
Hani ülkenin her taşı, Kazdağları, Salda, Ahlat, AOÇ, Okluk… 82 milyonundu!?..
“Kazdağları hepimizin” kampanyası da bu nedenle başlatıldı.
Uzmanlar; “ağaç katliamının yanı sıra altın madeni siyanürle çıkarılacağı için hem bölgedeki doğal yaşamın hem de bölge halkının sağlığının tehdit altında olduğunu” yana yakıla anlatmaya çalışmaktalar. Ama kime!?..
Bir avuç yurtsever çevrecinin çabası ne oranda sonuç verebilir, bunca işbirlikçi “ortak” devreye girmişken.
Üstelik yörenin kadısı anamız saydığımız vatanımızın üstüne çöreklenmişken…
Vız geliyor çabalar.
*
“Atı alan Üsküdar’ı geçti!” söylemini düstur edinmiş kesimin taşlaşmış yüreğine uzanamıyor feryatlar.