15. BÖLÜM VE 4. KISIM
MAHO’NUN DRAMI
Sevgili okurlarım, bu dıram 1968 tarihinde Van’ın, Ozalp ilçesine bağlı olan Çamurlu köyü İlkokulu öğretmenliğim sırasında, köyün ağasından dinlediğim bir öyküdür. Ancak bu öyküdeki şiirler, öyküye uygun olarak, tarafımdan kaleme alınmıştır.
Ağa, nişan ve düğün günü kararlaştırıldıktan sonra, evine dönüyor. Bir kaç aylık zaman süreci içinde, Maho’ya özel olarak bağımsız bir ev yaptırıyor. İçerisini üslüne uygun şekilde hazırlatıyor. Kendi evlatlarının nişanında ve düğününde yaptığı gibi her türlü alınması gereken eşyaları aldıktan sonra, ihtişam içinde düğünü yapıyor.
Ağanın bu gayreti sayesinde, Maho ve Lalizer mutluluğa ermiş oluyorlar.
Düğünden birkaç gün sonra, ağa ikisini de ev hizmetinde görevlendiriyor. Maho’yu çobanlıktan alınıyor ve evin genel hizmetine, Lalizer’de eşlerinin hizmetine veriyor.
Aradan geçen belli bir zaman sonrasında, Lalizer doğum yapıyor. Doğum sonrası bir erkek çocuk dünyaya getiriyor. Ad koyma merasimine geçildiğinde, Maho, oğlunun adının Hasret olmasını istiyor. Bu istek doğrultusunda, çocuğun adını Hasret koyuyorlar.
Hasret okul çağına geldiğinde, kendi kardeşi Ali’nin oğluyla birlikte Özalp ilçesindeki ilkokula yazdırıyor. Başlarına da Lazire’i koyuyor. Maho beş yılda ilkokulu başarıyla bitiriyor. Sonrasında babası gibi ağanın kuzu çobanlığına başlıyor. Hasret anne ve babasının yaşam tarzını ve başlarından geçen hayat hikâyelerini öğrendikten sonra, bir gün gelecek ki ben annem ve babamdan farklı bir yaşantım olmayacak. Her gün merada bu düşünceye saplanıp kalıyor. Evde kaldığı günlerde çevresinde tanıdığı gençlerle bir araya geldiğinde, onların arasında İstanbul’u anlatanların anlatımları kafasında yer ediyor. Her anlatılışta İstanbul hakkında anlatılanları çok dikkatli olarak dinliyor.
Derler ya “İstanbul’un taşı, toprağı altındır.” Hasret, İstanbul hayaliyle yatar, İstanbul hayaliyle kalkar. Yaşı on altıya gelmiş, kendini yetişkin bir deli kanlı olarak görmektedir. Babası gibi ağasına ömür boyu hizmet etmeği düşünmemektedir. Bu düşünceyle, ilk olarak fırsatını yakaladığında, İstanbul’a kaçmaktı. O düşünceyle, İstanbul’dan gelen bir gençle tanışır. Bu genç İstanbul’dan gelmiş hem de çok şey bilmiş birisiymiş. İşte o gün olanlar olmuştu. Hasret kararını vermişti. Hemen gizlice İstanbul’a gitme hazırlığına başlar. Annesine ve babasına hiç bir şey söylemeden, İstanbul yolculuğuna çıkarlar. İstanbul’a geldikten sonra bir kaç gün sonra, arkadaşı Hasret’e iş buluyor. Gece faaliyet gösteren bir gece kulübünde getir götür işine veriyor.
Hasret bu işte çok iyi paralar kazanır. Patron ne emretse eksiksiz yapıyor. Yaptığının karşılığında her gün çil çil paraları cebine indiriyor. Vazife diye görevlendirildiği işin ne gibi bir iş olduğunun farkında bile varmaz. Bir gün bir polis takibi sonunda, çantanın içinden adını bile bilmediği bir tozla yakalanıyor. Alıp karakola götürülüyor. Karakolda verdiği ifadeler doğrultusunda yapılan aramalar sonucunda, hiçbir kimse suçu kabul etmiyor. Böyle olunca da, hasret tutuklanıyor. Hapse atılıyor. Aylar geçiyor hiçbir kimseden haber alamıyor.
Aylar sonra Maho’ya, emniyet teşkilatından oğlunuz uyuşturucuyla yakaladı ve mahkûm oldu haberi veriliyor.
Maho’da bu olayı sır gibi saklıyor ve oğluna ilk mektubuyla hal ve hatırını soruyor.
GİTTİN DE BİR HABER GÖNDERMİYORSUN
Oğlum hasretine yandım kavruldum
Gittin de bir haber göndermiyorsun.
Ele bakar oldum atıp savruldum
Gittin de bir haber göndermiyorsun.
Annen ağlar durur gözleri yolda
Gözünü kapıdan ayırtmaz bil de
Bu düşkün halimde müşkülüm gel de
Gittin de bir haber göndermiyorsun.
Akşam olur kapı çalan bekleriz
Kötü geçen güne bir gün ekleriz
Yaşlandık bak oğul resim saklarız
Gittin de bir haber göndermiyorsun.
Büyütüp besledik bize bak diye
Çıramız sönmesin onu yak diye
Kime ne diyeyim oğlum yok diye
Gittin de bir haber göndermiyorsun.
Dizlerimin feri dermanı bitti
Ayağım çukurda ümidim yitti
Oldum ağır hasta gücüme gitti
Gittin de bir haber göndermiyorsun.
Bu dertli babanı dinle geri dön
Çektiğimiz azap bitsin geri dön
Ölürsem huzurda yatım geri dön
Gittin de bir haber göndermiyorsun.
DEVAM EDECEK
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar ve Şair