15. BÖLÜM VE 1. KISIM
MAHO’NUN DRAMI
Sevgili okurlarım, bu dıram 1968 tarihinde Van’ın, Ozalp ilçesine bağlı olan Çamurlu köyü İlkokulu öğretmenliğim sırasında, köyün ağasından dinlediğim bir öyküdür. Ancak bu öyküdeki şiirler, öyküye uygun olarak, tarafımdan kaleme alınmıştır.
Maho, annesini babasını bir kaza sonucu kayıp etmesi kimsesiz kalmasına sebep olur. Doku-on yaşlarında olduğundan, işçilik yaparak geçinecek durumda değildi. Anne ve babasını mayın tarlasında mayının, patlaması sonucunda her ikisini de kayıp eder. O günden sonra, tek başın derme çatma bir kulübede yaşamaya başlar. Durumu bilen köylülerin verdikleri aş ve ekmekle idare etmeye Bir gün evinin Bir gün evinin önünde boynu bükük oturduğu bir anda, yoldan geçmekte olan karşı köyün ağasının dikkatini çeker. Ağa atından inip doğruca Maho’nun yanı gelir. Söyle bakalım oğlum derdin nedir, neyin var senin. Niçin böyle perişan bir durumdasın? Senin annen baban yok mudur? Bu halin nedir böye, diye sorar?
Maho, başını kaldırır başucunda duran adama ürkek bakışlarıyla bakar. Sonrasında da hıçkırıklar içinde ağlamaya başlar.
Maho’nun ağlamasına ağa dayanamaz, yanı başına çömelerek, ağlamaması için bazı sözler söyler. Çeketinin cebinden çıkardığı mendiliyle, Maho’nun gözlerinin yaşını siler. Ağanın Gördüğü o dur ki, Maho’nun eli yüzü kir pas içinde, kim bilir ne zamandan beri yıkanmamıştır. Maho, böyle kir pas içinde olmasına rağmen, ağa ısrarla neden ağladığını sorar.
Maho, başından geçenleri bir bir anlatır. Annem, babam bir kaza sonucunda öldüler. Burada bir göz evimizden başka, kimim kimsem yok. Yaşım küçük olduğundan, çalıştıracak kimselerde çıkmadı. Komşuların yardımıyla bu kadar yaşayabiliyorum. Ben bağlamayım da kim ağlasın ağam, diyor.
Ağa duyduklarına haddinden fazla üzülür. Kalk ayağa oğlum diyor, ben sana iş vereceğim. Benim koyunlarımın, kuzularının çobanı olursan, bende sana adam gibi bakarım.
Maho, ağanın bu sözüne çok sevinir ve gerçekten bakar mısın bana? Yoksa canın sıkılınca dövmesin beni?
Ağa çok üzülür, hayır kesinlikle dövmek ne haddime. Sana çok iyi bakacağıma söz veriyorum, diyor. Sonrasında Maho’yu atın terkisine alarak evine getiriyor. Getirir getirmezde, hizmetçilerine, bu çocuğu tertemiz yıkayın ve benim oğlanın temiz giysilerinden giydirip odama getirin, diyor.
Ağanın bu talimatı üzerine, hizmetçi kadınlar çocuğu alıp yıkamaya götürürler. Sonrasında Maho’yu yıkayıp tertemiz duruma getirdikten sonra, ağanın odasına götürüp bırakıyorlar.
Ağa, Maho’yu yanına çağırarak, şimdi söyle adın neydi senin?
Maho efendim.
Maho, sana bu evde bir yatacak yer hazırlattım. Bundan sonra orada yatıp kalkacaksın. Çobanlarımın sözünden çıkmayacaksın. Sana gösterdikleri alanda kuzuları götürüp otlatacak-sın. Bende senin adına bir bankada hesap açacağım ve hak ettiğin paranı oraya yatıracağım. Ne zamanki on sekiz yaşına girersen, o zaman para senin olacak. İşte o zaman ne istersen yaparsın. Şimdi anlaştık mı seninle, diye sorar?
Maho, ağanın eline yapışır ve öper. Saol ağam, der. Ben senden hiç bir şey istemem, yeter ki karnımı doyur ve bana sahip çık.
Ağa, tamam Maho tamam. Ben ne karar verdiysem, o geçerlidir. Şimdi doğruca baş çobanın yanına git. O sana ne yapacağını söyler.
Maho, sevinç içinde ağanın odasından ayrılarak doğruca baş çobanın yanına gider.
Baş çoban daha önce ağadan gerekli talimatı aldığından, Maho’nun neler yapacağını kendisine anlatır. Hatta bir hafta da kendisine yardımcılık yapacağını söyler. Sonrasın da yanına alıp odasına götürüp yatırır.
Bir sonrası gün de baş çoban Maho’yu uyandırdıktan sonra, yanına alarak kuzuluktan çıkardığı kuzuları birlikte meraya götürüyorlar. Böylece Maho ilk günden çobanlığa adımını atmış bulunuyor. Yıllar yılları kovalayıp giderken, Maho ağanın bir numaralı baş çobanlığa terfi ediyor. Artık çobanlar ve diğerleri Maho’nun emrindedir. Maho hesap kitap tutması gerektiğinden, köyün imamından okuma yazmayı da öğreniyor. Her gün ağanın yanına gider, günlük durumları anlatır. Bir gün olsun bahane bulacak bir hareket içine girmez. i
Ağa ise Maho’yu kendi evlatları kadar sevmektedir. Artık on sekiz yaşına geldiğinden, Maho’yu yanına alarak doğruca bankaya götürüyor. Bankadaki hesabını istiyor. İşte bu para senin diyor. Bundan sonra bu kadar paran var, istediğini yapabilirsin, diyor. Hatta şimdi bile istersen
benim yanımdan ayrılıp gidebilirsin. Sana verdiğim söz buraya kadardı. Bundan sonrası senin özgür iradene bağlıdır. Şimdi sen ne karar verirsen, ben vereceğin kararı kabul ederim.
DEVAM EDECEK
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar ve Şair