13.BÖLÜM VE 3,KISIM
Bir günlük müdürün başına gelenler.
Beykoz, soğuksu ilkokulunda çalıştığım beşinci yılın sonlarına yakın, bazı okulların müdürleri emekliye ayrıldılar. Bu okullardan birisi de Halide Edip İlkokuluydu. Benim hiçbir okulun müdürlüğüyle ilgili bir çalışmam veya bir isteğim bulunmamaktaydı. Ancak yaptığım çalışmalar adımı öne çıkarmaktaydı. İkinci bir durumda, Halide Edip İlkokulunda çalışan arkadaşların tamamına yakını, ya Atatürkçü veya solcu diye anılmaktaydı. Durum böyle olunca da, bu okula müdür olarak müracaat eden öğretmen yoktu.
Günlerden bir gün Beykoz İlçe Milli Eğitim Müdürü beni makamına davet etti. Bazı konular üzerinde fikir alışverişi üzerinde duruk. Sonrada maksadını söyledi.
Bak öğretmenim, sizi çağırmamın maksadı Halide Edip İlkokulunun müdürlüğü boşaldı. Oradaki öğretmenler senin düşüncende olan öğretmenlerdir. Milli Eğitim Müdürüyle de konuştum, sizi o okula müdür olarak görevlendirmeyi düşünüyoruz. Bu konuda umarım bizi kırmazsın, dedi.
Şahsına teşekkür ederek, sayın müdürüm ben aralıksız on yıl müdürlük yaptım. Ama sınıf öğretmenliğine alıştım ve de birkaç yıl sonra emekli olacağım, beni bağışlayın dedimse de, müdür beyin ısrarlı ve ricasını kıramadım. Sonunda evet demek zorunda kaldım.
Benden evet sözünü alır almaz, İl Milli Eğitim Müdürünü aradı. Benim yanında olduğumu ve müdürlüğü kabul ettiğimi söyledi. İl Milli Etim Müdür’de telefonu bana vermesini isteyince, hemen telefonu uzattı. Telefonu alır almaz kendimi tanıttım. Memnun olduğunu söyledi. Hemen ile gelmemi istedi. Sizinle yüz yüze görüşelim, dedi.
Telefonu İlçe Milli Eğitim Müdürüne verdim. Ona da, aynı isteği söylüyor. Müdürde hemen beni tahsis edilen araçla, Milli Eğitim Müdürlüğüne gönderdi.
Milli Eğitim Müdürlüğü makamına vardım. Kendimi tanıttıktan sonra, hoş geldin dedi ve el sıkıştıktan sonra, beni karşısına oturdu. Hal hatır sorgusundan sonra, sizin çok çalışkan bir öğretmen olduğunuzu biliyoruz. Sendika çalışmalarınız beni bağlamaz. Her işin ayrı bir özelliği vardır. Mesleki çalışmalarınızı aksatmadıktan sonra, bu yanınız, doğal hakkınızdır. O anda zile bastı, gelen memura, Mürsel Adıgüzel’in Halide Edip İlkokulunun müdürlüğünü istediğine dair dilekçeyi yaz ve getir. Sonrada işleme koy ve Valilik makamından olur yazısını alıp ilçesine gönderelim, dedi. Ben ayağa kalktım ve Müdür Beyle tokalaşırken, yeni göreviniz hayırlı olsun, dedi.
Memurla odasından birlikte çıktık. Memurun odasına gittim. İdarecilik dilekçesini doldurup imzaladıktan sonra, Milli Eğitim binasından ayrıldım.
Ben Paşabahçe’ye geldim, oradan da Şirinin yerine giderek yemek yiyip yanında bir rakı içim diye düşündüm. Öylede yaptım. O yere birçok öğretmen geliyordu. O günde gelen öğretmenler durumu nasıl öğrenmişlerse, masama gelip tebrik ettiler. Onlarla birlikte yemek yedim ama çok şaşkındım. Sıcağı sıcağına bu işi kim nasıl netlik kazanmadan uçurdu diye, düşünmeye başladım. O düşünceyle de eve gittim.
Ertesi gün okulda da arkadaşlara bile mevzuyu anlatmadan, onlar işin olup bittiğini bana söylemeye ve hayırlı olsun demeye başladılar. Allahtan iyi ki hiç havalara girmedim. Hayırlısıysa olsun deyip kestirip atıyordum. Ama o hafta Cuma günü öğleden sonra Beykoz İlçe Milli Eğitim Müdürü bizim okul müdürünü arıyor ve göreve başlama yazımın geldiğini ve gelip almamı söylüyor. Ne var ki ben dersten çıkar çıkmaz, okullara yardımcı ders ansiklopedisi götürüyor ve satıyordum. Tabi müdür bana ulaşamayınca, ilçeye göremediğini söylüyor. Ben akşam kahveye uğradığımda, bizim okul müdürü hadi hayırlı olsun tayinin yapılmış, bugün göreve başlaman lazımdı. Ne var ki seni bulamadım, dedi.
Müdüre teşekkür ettim. Sorun yok, pazartesi başlarım. Kahveciyi çağırdım, buradaki her kese benden bir çay ikram et ve gel parasını gel benden al, dedim. O gün orada arkadaşlarla güzelce bir eğlendik.
Gel görkü, işin içine başka işler varmış, bundan benim haberi yok. Bu işlerden biriside, Beykoz’dan AP. sinin adamları. Bu adamlar, biz bu okula solcu bir müdür atanmasını istemiyoruz diye ilçe Milli Eğitim Müdürlüğüne gidiyorlar. Beykoz İlçe Milli Eğitim Müdür’de, benimle ilgili şikâyetçi olan partililere, yapacağı bir şeyin olmadığını ve görevlendirmenin tamamlandığını söylüyor. Şikâyetçiler olumsuz netice alınca Milli Eğitim Bakanıyla görüşmek üzere doğruca Ankara’ya gidiyorlar. Milli Eğitim Bakanı Göksel Toptan’la görüşme sağlıyorlar. Bu görüşmede beni ve benim haricimde İlçe ve İl Milli Eğitim müdürlerini de şikâyet ediyorlar. Milli Eğitim Bakanı da, İstanbul Valiliğine derhal yapılan tayinin durdurulmasını istiyor. İlçe ve İl Milli Eğitim Müdürlüklerine de maksatlı atamadan dolayı soruşturma açılması emrini veriyor.
Pazartesi okula gittim, sonrasında da ilçeye gidip göreve başlama yazımı alacaktım. Bizim okul müdürünün odasında sohbetteyken, ilçeden telefon geldi. Müdür evet efendim, Mürsel Adıgüzel yanımda, ilçeye gelmeye hazırlanıyor demesiyle, beni telefona istedi. Telefonda ki kişi İlçe Milli Eğitim Müdürüydü. Çok üzgün olduğunu ve müdürlük atamasının iptal edildiğini söyledi.
Ben donup kaldım. Kendi kendime işte dertsiz başıma dert açtım durup dururken yine dert açtım. Kendimi yenemedim, müdürden izin isteyip Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğüyle görüşmeye gittim. Tabi Müdür Beyde bu işe çok bozulmuştu. Çünkü emir Ankara’dan geliyordu. Bizzat Bakan Beyden gelmişti. Bu şikâyetin sonucunda ve benim haricimde her iki müdürün de görev yerleri değiştirildi.
Bende artık bu bölge de görev yapamayacağımı ve onurumun kırıldığını belirterek mazeret tayini istedim. İsteğim yerinde görülerek, Ümraniye İlçesi Atatürk İlköğretim Okluna yapıldı. Süresi içinde gelip Ümraniye Atatürk İlköğretim okulunda görevime başladım.
DEVAM EDECEK
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar ve Şair