Gündelik politik yazılar yazmamaya çalışıyorum. Fakat içinde bulunduğumuz koşullar bu yönde bir hayli zorlayıcı oluyor.
İktidar eksenli kesim, Ekrem İmamoğlu’na saydırıp duruyor. Bunların ciddiye alınacak bir tarafı yoktur!
Bir kesim var ki, İmamoğlu’nu elinde sihirli bir değnek varmış gibi her sorunu çözecek biri olarak görüyor. Fakat sihirli değnekle sorun çözülmez, ancak kişinin zihninde yanılsama oluşturulur.
Bir kesim ise (ki, bunların bir kısmı CHP’nin içinde yer alanlar), İmamoğlu’nun bazı politik açıklamalarından (örneğin görevinden alınan belediye başkanlarını ziyaret vb.) rahatsız oluyorlar.
İmamoğlu, görevden alınan belediye başkanlarını ziyaret etmişti.
Bu yazı da böyle bir ortamın zorunlu sonucu olarak kaleme alındı.
Hayat bir açıdan istenilir olan ile yaşanılan arasındaki çelişkidir diyebiliriz. Her insan için geçerlidir bu. İstenilir olan, özneldir. Yaşanılan olan ise, nesnel.
Kişi, meşrebince birçok şey isteyebilir. Kendi yaşamına, topluma, dünyaya dair şu veya bu şekilde birtakım düşüncelere sahip olabilir. En azından, şöyle olsa, böyle olsa diye hayalini kurar.
İstenilir olanı, talepler dizgesi olarak nitelendirebiliriz.
Bir de yaşanılan vardır ki, hayatın zor kısmı (kimilerince kolay) burasıdır.
Yaşanılan, gerçeklerin toplamıdır.
Yaşanılan, istenilir olanın mücadelesi ile değiştirilebilir. Yani talepler dizgesi kişide, toplumda bir güç oluşturduğunda yaşanılana müdahale eder ve onu talepler doğrultusunda değişime zorlar.
Bu girizgâhı İBB Başkanı seçilen İmamoğlu’ndan beklentileri, yaşanılanın istenilir olan doğrultusundaki değişim/dönüşüm imkânlarının ortalamasını bulmaya çalışmanın bir yöntem denemesi olarak yaptım.
İmamoğlu’ndan öncelik sıralamasına göre neler yapılması istenebilir?
Bu sorunun kişiye göre farklı cevapları olacaktır. Ancak bu soruya makul bir cevabın verilebilmesi için, yaşanılır olandan hareketle, istenilir olanın ne ölçüde imkân dâhilinde olduğunun araştırılması gerekir.
İstanbul’da yaşanılır olanlar nedir?
İstanbul’da 17 Ağustos’ta meydana gelen yağışta ev ve iş yerini su basarken, bir kişi de hayatını kaybetmişti.
Ulaşım çok büyük bir sorun. Dünya şehirleri arasında trafik sorunu olarak İstanbul, ikinci sırada yer almakta.
Yapılaşma çok yoğun, estetikten yoksun ve çok kötü. İstanbul’un simgesi olan Taksim Meydanı ve bazı diğer meydanlara beton döküldü.
Ecdat edebiyatı yapanlar tarafından ecdada saygısızlığın yapıldığı tarihi eser restorasyonları tam bir rezalet.
Yeşil alanlara, sosyal donatı alanlarına binalar dikildi.
Biraz yoğun bir yağmurda sel felaketleri yaşanıyor.
Okul, hastane, sosyal donatı alanları yetersiz.
İstanbul’da sanat faaliyetlerinin ifade alanları daraltıldı.
Deprem tehlikesi ve buna karşı gerekli önlemler alınmadı. Toplanma alanlarına bile binalar yapıldı.
Betonun ağırlığı, hava kirliliği, gürültü yoğunluğu yüksek düzeyde.
İstanbul beton bir kent oldu.
Nüfusu çok.
27 yıldır Erdoğan iktidarında olan İstanbul Belediyesini, Millet İttifakının CHP’li adayı İmamoğlu kazanınca, belediyedeki talan ve……..