İslam hiçlikte, yani kurtuluş hiçlikte… İslam şükürde, İslam sabırda… Hiçlik olmadan şükür olmaz; yani Kamil bir şükür olmaz. Mesela malın şükrü zekattır. Zekatı verdiren ilim vardır, “Malı veren Allahtır” demeyen biri zekat vermez. Hiçlik halinde olmayana zekat vermek acı verir… Malla ilgili kurtuluşu İslamı hiçlik makamında olmak sağlar.
Kamil bir sabır, haz veren bir sabırdır… Hiçlik makamında olmasaydı Hz. Eyyüb’ün hastalığa sabrı haz vermezdi… Hiçlik makamı sabrı, şükrü tatlandırıcıdır. Mesela hayatın kamil şükrü şehitliktir. Şehit hayatı veren uğruna hayatını veriyor,ölümü seçiyor… İbrahim Ethem hazretleri sarayı terk etmekten haz almış… Hiçlik hali bir çoğuna acı meyve olanları tatlandırmış… Marifetullah sahibi olmak için ,ilim sahibi olmak için gurbetlere düşenler var… Rızasıyla, yani rahatını bozanlar var marifetullah sahibi olmak uğruna… Hiçlik hali tatlandırmış gurbeti ona.
Hiçlik hali nedir… “Tek dost Allah” de… Gayrısında da dostluk arama… Şükre sarıl, sabra sarıl… Kur’anda “Ne sizin kuruntularınız, ne de Ehl-i kitabın kuruntuları… Kim bir kötülük yaparsa onun cezasını görür ve kendisi için Allah’tan başka bir dost da bir yardımcı da bulamaz. Erkek olsun, kadın olsun her kim iman etmiş olarak dünya ve âhiret için yararlı iyi işler yaparsa işte onlar da cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar.” buyrulmuş. (Nisa/123-124)
Uluhiyeti seyreyle dur… Hiçlik hali budur. Cennet de dünya da uluhiyeti seyreylemek ve kulluktan haz alma yeridir…”Nimetleri veren var ” de, dost var de, ben kazandım bu benim kesbimle oldu diyen dostu göremez yani gözü var amâ kördür… Ben dediğin an… Ne dünya ne cennet tat verir, yani BEN diyenin cennete girmesi muhaldir hikmetsizdir. Dostu görmek isteyen kendini görmeyecek… Hiçim diyecek… Deniz olur balık olur… Ağ olur balıkçı olur ama Allah dilemedikçe balıkçı ağları dolmaz… Ey şükürsüz.
Hiçlikten tat almayana secde haz vermez… Cennet de haz vermez, dünyası cennet olur hiçlikten tat alanın… Dost ile olur hiçlik makamında olan…
İslam hiçlikten tat almaktır… “Dervişlik olaydı taç ile hırka. Biz dahi alırdık otuza kırka.” der Yunus Emre. Derviş hiçliği yaşayan kişidir ki,o hep dost iledir… Çünkü veren vardır, her nimete ulaştığında onunladır… Onunla olma hali,onun ululuğunu hep ve her şeyde görme hali… Hiçlik.taç ile hırka ile olmuyor. Marifetullah sahiplerine nasip olan bir hal bu…
Sabrın yoksa, şükrün yoksa,yani zekat vermek, şehit olmak haz vermiyorsa, vereni görmemişsin demektir, yani dostu bulamamışsın demektir… Sana tat verenler de bir zaman sonra zehir olacaklardır…
Hz. Eyyüp hastalığın da dosttan geldiğini gördü.Sabır da tat verir marifetullah sahibi olana… Kahhardır o… Ondan kaçarsan şeytanı musallat eder… Firavun olursan Musa’yı musallat eder… Salih peygamberi öldürmeyi düşünürsen, ölümü sana musallat eder…
Dostu görmeyen dünyada kördür… Ahirette de göremez, tat kapısını kendisine kapatmış, sadakatın halidir… Öyleyse dostu gör… Sana verilen gönül onu görür engel olmazsan. Ben ben demezsen…
Dostu görene acı yoktur… Dünya cennettir. Her şey tat verir… Marifetullahsız hiçlik hali oluşmaz…
Kuş Yumakları Nerede Şimdi
Kuş yumakları vardı köyümde…
Kuş yumakları yok
Baharı bahar değil
Mutlu değilim
Şehirde
Ve
Şehir bırakmıyor yakamı
Şehirde
Özlüyorum köyümün
Çeşmesini camisini deresini merasını
O kuş yumakları nerede
Gök yüzünde yumak olurdu kuşlar
Çocukluğumda gördüğüm o kuşlar…
Şehir
Bana zehir
Kuş yumakları yok şehirde…
Köyümün yüzü ayın ondördü…
Ey şehir
Ey zehir
O kuş yumakları nerede şimdi
Sevinç bulutlarımdı onlar
Yıllar yılı
Cimrisin şehir çok…
Yumurtadan fışkıran ışıktır şu kuşlar…
Uçarken ne güzeldir kuşlar
Gök yüzünde ışıktan yumak olur kuşlar
Üzümdür gözleri…
Yuvalar dolusu üzüm gözler
Hani
Var mı sende şehir
Yuvalardan uçsun kuşlar
Aşk yumağı olsun kuşlar
Cimrisin şehir…
Kuşlar uçarken hür
Hür olur üzüm gözleri…
Süzülsün kuşlar göklerde…
Gök yüzünde
Aşk ateşi dolu
Kara üzüm gözleri
Cimrisin şehir…
Merasında boğalar güreşir
Deresini süsler söğüt ağaçları
Bahar köyümde bahar