Hayat dediğin gülücük ve gönül güzelliğinin doldurduğu renkli bir tablo. Sonuçta herkes neşe içerisinde hareket ederse, bu tabloda yer alacak ve iç duyguları çölleşmeyecektir. Hayatın renkli tablosunda, acı ve çilenin kenarlarda dahi siyah beyaz motifler olarak görmek istenmez. Renkli tabloda hayatın karmaşasına güzellikle köprü kurulur ancak.
Hayat dediğin, iyilik üzerine yaşamak ve kötülüğü çağrıştırmayan davranışların çevrende yer alması. Yaşayanın yüzü gülsün, baharda ısınan toprak gibi atılan her tohumu kabul etsin. Tohumlar çimlensin, yeşersin toprak, çiçek açsın kalpler, meyve versin ağaçlar, tatlı ve sulu. Yaşantımız süslensin, hayata hep bu güzelliklerle bakalım. Şaşı bakmayalım çevremize, çiçekler, meyve ve yeşillikler oynamasın yerinden. Kayık kartondan da olsa işi oluruna bırakmayalım. Güçlü olduğumuzu bilip bir yerlere sığınalım. Her güçlünün de peşine gidilmeyeceğini idrak edelim.
Hayat dediğin, yaşamaktan umut kesilmez düşüncesinde olmak. Mutlusun o hâlde olumsuz davranışlardan kaçınacaksın. Bilgini artırıp karton kayıkla suya açılmayacaksın. Sele kapılmayacak ve dalgaların etkili olduğu denize girmeyeceksin. Sele kapılsan dahi, dallara ve köklere tutunabileceksin. Tutunmak, kenara çıkmak hayatın acımasızlığında başarı. Doğa olayları insanın isteğine bağlı olmadığı için, önüne geçilmeyeceğini bileceksin.
Hayatın içinde her soluk alışverişinde bir şeyler ortaya koymanın mutluluğunu o anda yaşamalı ve her şeye rağmen gülmesini bilmelisin. Çünkü insan bazen bir isteğini diğerine feda eder.
Hayat dediğin, yaşantını renkli tabloda görmek. Renkli tablo sevginin renklendiği yer. Kenarında siyah beyaz motifler de olsa, acı bir olayın hatırlatacak renkleri kullanmamak. Tabloyu büyütmelisin, renkler canlı ve parlak olmalı. Tabloya bakacaksın fakat görmesini de bileceksin. Bakar kör misali olmayacaksın. Tiyatro sanatçısı gibi rolünü en iyi sahneye koyarken, sahnenin de hangi özellikte olduğunu bileceksin. Çiy tanesi de olsan, çimlere iyilik üzerine düşeceksin.
Kötülerle aynı renkli tabloda yer almayacaksın. Kültürün ve sosyal yapın bunu gerektirecek. Tablonu çevrendekilerin görüşlerine sunmayacaksın. Hayatın tatlı ve acı olayları, çevre odaklı olduğunu bileceksin. Kötü düşünceli kişinin iyilikten yana sözüne inanmayacaksın. Çünkü kötü her zaman kötülüğe meyilli.
Hayatın içinde korkuya yer vereceksin. Fakat korktuğunu hissettirmeyeceksin. Karşına çıkan yüzü gülmeyenleri, mantıksal yorumlarından uzak tutacak ve renkli tablona almayacaksın. Çünkü insanların dediklerine güvenilmez. En küçük paranın bile iki yüzü vardır. Bazen de bağışlayacaksın.
Hayat dediğin bir çift gülücük. Yalnız o gülücüğün hoşgörü zeminine oturtulması esastır. Bu zeminde demir atacaksın, limanın olacak tüm güzellikler. Liman yerinde kendini bileceksin. Yaşantının kesim noktalarında trafik ışıklarına dikkat edeceksin.
Hayat dediğin, “Bana bir şey olmaz.” Sözü üzerine kurgulanan mantığa acı bir tebessümle cevabını verir. “Sana bir şey olur.” Ne yazık ki. Demek ister ne yazık ki. Kesinlikle bir hâle kalırsın ne yazık ki. Çünkü atasözü, “Yanlış kıyılarda suya girilmez.” Diyor.
Hayat işte çileyi çektikçe öğreneceksin, dost insanın değerini. Onların hayatını yönlendirdiğini öğrenirken, incitmeyeceksin, incinmemen için. Bazı iç duyguların seni bırakmasa da doğruyu söylemekten asla vazgeçmeyeceksin. Çünkü doğrular hayatın ana yoludur. Ana yoldan saparsan hedefini kaybedersin.
Hayat içerisinde söylemine başlarken, dostça yüzün de gülecek. Gözlerini ayırmayacaksın karşındakinin gözlerinden. Çizginden dışarı çıkmayacaksın ve hattan da düşmeyeceksin. Beynin pırıl pırıl, kalbin bak olsun. İçin ise bit pazarı olmasın. Mutluluğa özeneceksin. Çevrende gelişen doğal olayları en güzel duygularınla kabulleneceksin. Sabırlı olacaksın, atıp tutmayacaksın. Meyvenin taşıdığı maddeler değişime uğrar ve tatlanır. O maddeler olmazsa tatlanır mı? Yaban eriğini tatlı can eriği yapabilir misin? Yapmak istersen, hayattan ders alırken, çevresel etkileri çok iyi kullanmalısın. Çevresel etkileri çok iyi kullanmazsan, okumaz, öğrenmez ve bilgi dağarcığın boş olur. Boş olanlar kesilip atılır ve de kimse peşine bakmaz.
Hayatın içinde samimi olmalı, kişileri potansiyel suçlu ve basit görmemelisin. Böyle davranmazsan insanlık adına ilkel insan durumuna düşersin. Yaşadığın zorlukları düzelteceğine onları ortadan kaldırmayı deneyebilirsin. Ortadan kaldırmanın kolay yolu; zorlukları ve zorlukları karşına çıkaranları belleğine kaydetmemelisin.
Hayat dediğin, güç kavgasına girmemektir. Aksi hâlde yaprak dökümüne uğrarsın.
Hayat dediğin, yaşantında gülebilmeyi becerebilmelisin.
Hasan TANRIVERDİ