Milyonlar neden sokağa çıktı? Neden gecenin ayazında ayakta sabahlıyorlar? Neden; copa, biber gazına, tazyikli suya, plâstik mermiye, sopaya, küfüre, tekmeye katlanıyorlar?
Sadece gezi parkında 8-10 ağaç kesildi diye mi? Hayır! Bu bir sivil itiaatsizliktir. Bir organize kalkışma değil, bir tepkidir, bir halk hareketidir.
Milyonlar neye, kime ve niçin tepki duymuştur? Aklımıza gelenleri sayalım:
-Ergenekon, Balyoz, tertipleri…
– Genel Kurmay eski Başkanının çete kurduğu saçma gerekçesiyle içeri atılması.
– Ordu komutanları, kuvvet komutanlarının hapiste olması.
– Hukuk yıkılmıştır, yargı bitirilmiştir, düşüncesinin tüm halkta oluşması.
– Hak, adalet ortadan kalkmıştır, duygusunun yer etmesi.
– Patronlar korkutulmuş, çalışanlar sindirilmiştir.
– Satın alınan gazete ve gazeteciler, türeyen yandaşlar.
-T.C’nin devlet kuruluşlarının başından kaldırılmak istenmesi.
– Milli iradenin Meclise yansımaması, bazı seçilmiş milletvekillerinin hapiste olması.
-Adaletsiz seçim sistemi ve seçim barajının yüksekliği.
-Sahte demokrat, sahte milliyetçi, sahte Atatürkçü, sahte Türkçü, sahte Kürtçülerin; liboşların,
döneklerin ve cemaatlerin; dinlerarası diyalogcuların, emparyalistlerle işbiliği yapanların ve Soroscuların güç ve yetki sahibi olması.
-İhanetin serbest olması.
-Komşularla sıfır sorun diye yola çıkıp yüzdeyüz sorunlu hale gelinmesi.
-Bebek katili ile masaya oturup anlaşma.
-Muhalefetle anlaşmak ve yan yana gelip ülke sorunlarını birlikte çözmek yerine, onları dışlamak, suçlamak, bağırmak, küfretmek.
-Televizyonların ve medyanın yalakalaştırılması, yağdanlık aracı olması.
-Cumhuriyet kuruluşlarının birer birer tepelenmesi.
-Devletin milli ilkelerinin kırılması, yok sayılması.
-Ne kadar kahraman varsa kötülenmesi ve cumhuriyet düşmanlarının yüceltilmesi.
-Şanlı Türk bayrağının adının Türk bayrağı değil, resmi bayrak olmasının istenmesi.
-Akil adamların halkın sinirini bozması, yalan-yanlış sözlerle alay edilmesi.
-Toplumun yarısının hiçe sayılması, yok kabul edilmesi, aşağılanması, hâkir görülmesi.
– Büyüklenme, gurur ve megalomanlılıkla diğerlerinin ötekileştirilmesi.
-“Nedir bu 10.Yıl Marşı, Mehter Marşı neyimize yetmiyor”? denilmesi
-“Biz böyle karar verdik, yapacağız”, denilmesi.
-“Türk milleti diye bir şey yok, Ümmet var, Türkiyeli var.” zırvasının dayatılması.
-PKK ile mücadeleden vazgeçerek onların aktivist olarak tescil ettirilmesi.
-Suriye ile savaş haline gelmemize sebeb olunması.
– Reyhanlı’daki 52 vatandaşın ölümüne sebeb olan kanlı bomba saldırıları ve bu olaya haber yasağı konulması.
“Taksime cami de yaparım, AVM de yaparım” inadı..
-“İki tane ayyaşın yaptığı yasa, sizin için muteber oluyor da inancın emrettiği bir gerçek, bir vaka niçin reddedilmesi gereken olay haline geliyor” denilmesi.
-“Yahu bu milletin bütünlüğü, Ne Mutlu Türküm Diyene ifadesiyle sağlanır mı”?
sözleri.
-“Hem lâik ve hem Müslüman olunmaz. Ya Müslüman olacaksın ya lâik” inadının devam etmesi.
-Devlet Tiyatroları, Devlet Opera ve Balesi, Devlet Türk Halk ve Türk Sanat Müziği Koro Sanatçılarının kadrolarının; “Devletin sanatçısı olmaz” gerekçesiyle iptal edilmek istenmesi.
-Ordumuzun, devletin vesayet kurumu olarak gösterilmesi.
– Uludere’de 33 vatandaşın kimin emri ve talimatıyla öldürüldüklerinin halâ bir sır gibi saklanması.
-Deniz Feneri yolsuzluğuna arka çıkarak aklanmaları teşebbüsleri.
-“Geçmiş hep kötüydü, sadece biz iyiyiz” duygusunun topluma şırıngalanması.
-Anayasa’nın değişmez 1-2-3 ve 4. maddelerinin ortadan kaldırılmak istenmesi.
-Başkanlık sisteminin topluma dayatılması.
-“Onlar yüzbin kişi toplarsa, ben milyon toplarım” tehditleri.
-Atatürk ilke ve devrimlerinin yok sayılmak istenmesi.
-23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Agustos, 29 Ekim törenlerinin ortadan kaldırılmak istenmesi.
-Çözüm süreci, açılım süreçleri ile teröristlerin masum hale getirilmesi…
Daha onlarca hatta yüzlerce sebeb; milyonlarca halkın sokağa çıkarak demokratik tepkisinin oluşmasını körüklemiştir. Bardağı taşıran damla tek değil ki. Damlalar göl oldu. Türk halkı tepkisini; dürüstçe, namusluca, gururla ve edeplice gösteriyor. Yıkmadan, yakmadan, öldürmeden, yaralamadan, sükunetle ve demokratik kurallar içinde bu tepki zaman zaman ortaya çıkacaktır. Ben Türk halkının sağduyusuna inanıyorum.
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.