AKP dönemi, çok tenkit edilen CHP dönemine rahmet okumaktadır. Haksızlıklar, hukuksuzluklar, zulümler, yolsuzluklar, yasaklar çok daha fazladır. En kötüsü de bütün bunlar dindarlık kisvesi altında yapılmış, yüce dinimize çok ciddi zararlar verilmiştir. Özellikle gençlerimiz dinden soğutulmuş, ateizm ve deizm azdırılmıştır.
1– YSK kararı tümü ile yanlıştır, mesnetsizdir, tehdit ve baskı yolu ile verilmiştir. FETÖ’cülük şantajı uygulanmıştır. Bence YSK üyeleri hemen istifa etmeli, yaptıkları kötülüğü devletin temelinde bomba patlattıklarını, hukuku katlettiklerini, demokrasiye darbe vurduklarını idrak etmeli, ölene kadar (eğer İmam Hatip eğitiminden birazcık nasiplenmişler ise) tövbe etmelidirler.
2 – Hukukçular, sanatçılar, meslek odaları velhasıl ülkesini seven herkes bu haksızlığa karşı çıkmalıdır. Zira ülkemizi çok vahim felaketler beklemektedir.
a) AKP ve MHP sözcülerinin ve genel başkanlarının beyanatlarını hayret ve ibretle izliyorum. Karayı ak gösterme gayretlerine şaşırıyorum. Türk halkını saf yerine koymalarına tepki duyuyorum.
b) MHP Genel Başkanı kraldan çok kralcı. Devamlı esip gürlüyor. Herkese hakaret ediyor ve akıl satıyor. İstanbul’a kamp kuracakmış? Kendisini yüzde 18 oy oranı lafına fazla inandırmış?
c) Ortada hırsızlık yoktur, ağır bir gasp suçu vardır. İmamoğlu’nun hakkı gasp edilmiştir. Tam anlamı ile kul hakkı tecavüzü yaşanmıştır.
d) Demokrasiye sahip çıkan sanatçıları ve kuruluşları gönülden kutluyorum. Zira ülkemiz ve demokrasimiz, çok ciddi bir yara almıştır. (Ekonomideki tahribatı her gün daha iyi anlayacağız. Damat Bey’in beyanatları ve dış güçler mazeretleri çöküşü önleyememektedir.) Varsın Bahçeli sizi sevmesin?
e) Bu arada TOBB Başkanı’nın davranışlarını merak ediyorum. Belli ki hayat boyu koltuktan kalkmaya niyeti yok. Peki, ne zaman üyelerinin haklarını savunacak, iktidara övgüler dizmekten vazgeçecektir?
3 – Asıl sorumlu olan, iktidardan çıkar sağlamayan dindar zannettiği için AKP’ye oy veren, prensip olarak ülkesine ve halkına zarar gelmesini istemeyen samimi dindar ve milliyetçilere hitap etmek istiyorum;
a) Bu hukuksuzluklara, kul hakkına tecavüzlere, yolsuzluklara, baskılara, iftiralara, tehditlere destek vermeye, bu ağır vebale ve günahlara ortak olmaya devam edecek misiniz?
b) İmam Hatip mezunuyum diye hava atanların, ülkeyi ne duruma düşürdüğünü, Dinimize ne büyük zararlar verdiğini, tüm dindarların itibarını nasıl zedelediğini, görmüyor musunuz? Toplumdaki bu aşırı bozulma, tüm dini, milli ve manevi değerlerimizdeki aşırı dejenerasyon, sizi üzmüyor mu?
c) YSK’nın gerekçesi doğru ise 24 Haziran Genel Seçimlerinin ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de iptali gerekmez miydi? Gerekçede hata olarak gösterilen uygulama, YSK’ya ait değil midir? Bu durumda seçmen oylarının gaspı adil midir?
d) İçinizden CHP’ye oy vermek gelmiyor ise Saadet Partisi ve Genel Başkanı, AKP’ye göre çok daha samimi, ihlaslı ve dürüst değil midir?
e) Kaldı ki Ekrem İmamoğlu, çalışkan, kendisine güvenen, dürüst, harama bulaşmamış, inançlı, muhafazakar bir ailenin evladı. Edepli, güler yüzlü, liderlik vasıflarına sahip, dini kültürü olan nazik bir kardeşimiz. Parti taassubu inancımızın önünde olmalı mıdır? Hakkında şaibe olmayan birine destek olmak doğru olmaz mı? (Peki, AKP’nin gerçek adayı kimdir? Binali Yıldırım’a ne kadar insiyatif verilecektir?)
f) Belediye kaynaklarının şuna, buna peşkeş çekilmesini, kul hakkına tecavüzü, Başakşehir kulübüne astronomik aktarmaları, “Bakara, makara” diye inancımıza hakaret eden tipe, belediyeden araç ve şoför verilmesini, uygun buluyor musunuz? Vakıf mallarının, belediye mülklerinin peşkeş çekilmesini tasvip ediyor musunuz? İstanbul’daki rant yağmasını görüyor musunuz?
g) Şu an Türkiye bir İslam ülkesidir demek mümkün müdür? Vehhabiliğin, Şia’nın ve Selefiliğin ülkemizi işgali sizi ürkütmüyor mu?
h) Koltuk hırsı uğruna ülkenin itibarının yok edilmesi, büyük bir kesimin huzursuz ve mağdur edilmesi, demokrasinin ve adaletin yok edilmesi doğru mudur? Kendisini Cenab-ı Hak seviyesinde gören bazı şaşkınlar, şimdi de “AKP’ye oy veren cennete gider” diyebilir mi? Aksine bu zulme ve haksızlık ortamına destek vermek, mahşerde çok zor duruma düşürür, Cenab-ı Hak’ın gadabına sebep mi olur? Şirk, kul ve saçı bitmemiş yetim hakkına tecavüz suçlarının ve bunlara destek vermenin vahametini idrak ediyor muyuz? Yandaşlara aktarılan çift haneli milyarlar, ihale ve özelleştirme yolsuzlukları, aleni hale gelen rüşvet düzeni, lüks, israf ve saltanat; tehditler, yalanlar, iftiralar, hakaretler, bu gurur ve kibir; mazlum edebiyatı ile iktidara gelenlerin zalim olması ve mücahid geçinen tiplerin, müteahhit olması; Dinimizin bu kadar pervasızca ve damlı istismarı; sizi üzmüyor mu? 145 bin kişilik dev kadrosu ile Diyanet Teşkilatı ne işe yaramaktadır?
Sevgili kardeşlerim, bu dünyanın geçici ve çok kısa olduğunu unutmayalım. Kendimizi ebedi aleme ve o müthiş hesap gününe göre ayarlayalım. Bizi orada ne parti genel başkanları ne de cemaat liderleri kurtarabilir. Kainatın Efendisi (SAV) bile gözünün bebeği kızına, Hz. Fatma annemize (RA) bu garantiyi vermemiştir. Dürüst, inancımıza uygun icraatlerin gerektiğini işaret etmiştir.
Lütfen kimseden korkmayalım. Sadece Cenab-ı Hak’kın rızasını düşünelim. Zulüm ve haksızlıklara karşı çıkalım. Dilsiz şeytan olmayalım.
Hz. Ali Efendimiz(RA), “Adalet mülkün (devletin) temelidir” diye buyurmuş. Görmüyor musunuz? AKP ve MHP bu temeli yıkmıştır.