“Sonbahar bir hüzün mevsimi…” Gelen gider, giden gelmez… Güzel olan her şeyi yitirdikçe sol yanımızda şiddetli bir sızı hissederiz. Son günlerde çevremizde olup, değer verdiğimiz insanlardan bazıları, dallarından kopan yapraklar misali birer birer toprağa düşüyor. Bu kopuşlar ömrümüzden bir taşı daha azaltıyor… Sevinç gözyaşları ile hüzünler hayatımızdan bir rüzgâr gibi gelir geçer…
Ben tüm sevdiklerimi Eylül ayında yitirdim. Korkularım nedensiz değil!
Hep kimi kaybedeceğim diye Ağustos ayı sonrası direkt Ekim’e geçmek isterim. Saçma gibi gelse de hiç şaşmadan devam ediyor. İnsan feryat eder, insan kahkahalar ile bu hallere şahit olur. Oysa her mevsim aşktır. Her kışın ardından yeniden diriliş vardır. İlkbahar tazedir. Çiçekler açtırır. İki bedende tek olmak zamanıdır. Yaz gelir, sonra mutludur âşıklar. Kıskanmalar, güven, karışır her şey birbirine. Sonra kara kış hâkim olur. Soğutur, hapseder ruhları kendi bedenlerine. Tatlı tatlı esen rüzgârdan sonra yağan yağmurlar da sona eren güzelliklerin ardından dökülen gözyaşlarını andırır. Aslında doğanın bu hali ne çok şey anlatır! Anlayana…
Ölüm karşılığında çaresizlik hâkim olur. Sessizce çığlık atarsınız. Öfke selinin içinde boğulursunuz. Koşturmalar, mücadele… Ve hatta aldığın nefese bile isyan edersin. Gözlerin ötesi görülmeyen okyanusa bakar misalidir. Sesleri işitemezsin. Kendine hapsolmuş, sonsuza kadar kilitlenmişsindir.
Ne zaman son bulacağı belli olmayan bu hayat yolculuğunda, bakış açımızı tazelemek isteriz. Sevgi tohumları ekmek isteriz sevgisiz gönüllere. Kırgınlıkları arkamıza alıp, “bir fırsat daha verelim” deriz. Kimine kardeş, kimine dost, kimine yaren oluruz. Bilinmez ama Eylül hep hüzündür…
Eylül bu, acıtır… Gözler senin yemyeşil halini de bilir. Sararsan da, solsan da kalpler yine sevecek…
Hüznü kış uykusuna yatırıp, mutluluğa hep birlikte uyanmak dileğiyle…
Yaz geçti, söz gelimi midyelerden yorulduk
Eni boyu belirsiz bir ıslaklıktan
Upuzun gündüzlerden, sevimsiz otellerden
Eylül ki, sorabilir mi
Hüzünler iç kamaştırıyor, aşklarsa niye yoksul
Bir asfaltın kuru sıcak soğuğundayız
Oysa bir deniz feneri mevsimsiz ölür baylar.
Edip Cansever