Türkiye’nin mutfağı..
Can damarı…
Yatırım teşviki…
Yabancı sermayeye yeşil ışık kaynağı…
Hepsinden önemlisi de güven…
EKONOMİ
Damat kapı kapı dolaşmaya başladı. “Para …Para…Para…” diye.
Amma henüz “vereyim” diyen olmadı.
“Vereceğim” diye umut veren de yok!
Amma damat ve Cumhurbaşkanı güzel umutlar vermeye devam ediyor. Güzel tabii umutlu olmak, umut vermek, amma bunun bedelini ağır ödeyeceğiz gibi.
Var efendim var. Ekonomide sıkıntı var. Hem de çok büyük miktarlarda var.
Halk olarak, küçük esnaf olarak, asgari ücretli olarak, özellikle evinin mutfağında kara kara düşünen kadınlar & anneler başta olmak üzere herkes, sıkıntının tavan yaptığının farkındalar.
İktidar ve ortakları ile menfaat sağlayan, sayıları pekte fazla olmayan yandaşları hariç, ev ekonomisinde ki sıkıntıyı milyonlar yaşıyor. Bu hükümete inadına oy verenler de yaşıyor!
İşte son seçim bu sıkıntıyı gözler önüne serdi, seriyor.
Kulak çekiyor, azıcık ta kızartıyor! Arkasından anne terliği gelecek!.
Her ne kadar erken seçimden dem vurulmuyor ise de, gizli tutulmaya çalışılıyor ise de aslında bir zaruret olacak! Bir “güven tazeleme” hareketi olmak zorunda!
Bu da ancak yeni bir hükümetle olabilecek.
Ya; “yola devam” denecek, ki bu aynı zamanda sıkıntıya da devam demek olacak, ya da yeni bir yönetime fırsat tanınacak.
Deneyelim denecek, olur mu olur denecek.
Tabii yeni gelecek olanın da elinde sihirli değnek olmayacak! Her şey anında güllük gülistanlık olmayacak. Amma değişik bir program, değişik bir yönetim, değişik fikirler, projeler, dış ilişkiler, iç tasarımlar, yeni bir heyecan ve reformlarla beraberinde gelecek güvenirlikle yeni umutlar.
Öncelikle güven sağlanmalı.
İçeride ve dışarıda güveni tahsis edemediğimiz sürece yatırım gelmez.
Yatırım yoksa ihracatınız yok.
ihracatınız yoksa ithalat ile arada ki fark açılacak ve kasanız artı yerine s.o.s verecek ve bugün olduğu gibi “sıcak” paraya muhtaç olacaksınız ki, bu para da size geri dönüşümde iki katına (faiz + ana paraya) malolacak! Geri dönüşümde ki gecikme de cabası…
Hadi hane içerisinde yavan ekmek yenir, düşmanı kendisine güldürmez, borç harç, varsa üç beş kuruş birikimi ile katlanır belki bir süre amma, devlet düzeyinde yaşanan ekonomik sıkıntı, öyle kolay kolay kapanmaz! Milletler arası borçlanmalar, vaadler, tehditler, fırsatçılık ve yaptırımlarla karşılaşırsınız…
Sözün Özü!
Zor günler bizleri bekliyor.
2020 lira alan bir asgari ücretli için üç öğün hesabı yapanlar ve 1120 lira da artırma imkanı olduğundan dem vuranların, “ağzının payı” verilmediği sürece, şaşaha ve lüks içerisinde yaşayıp, zerre kadar ödün vermeyip, fakir fukaraya telkinde bulunulan bir düzende ekonomi düzelmez, birlik ve beraberlik sağlanmaz, güven verilmez.
Mustafa Kemal ÖZGÜRSOY