(paylaşımınızdan gurur duyarım)
ANNELERE SESLENİŞ
Anne…
Kurtuluş Savaşı’nda Kara Fatma’ydın sen anne…
Bebesi yerine cephaneyi sarmalayan Şerife Bacı,
Sırtında mermisiyle Satı Kadın’dın…
Hasta öküzüyle kağnı başındaki Elif’ sen’din anne…
9 Eylül’de İzmir’e ilk girenlerden Binbaşı Ayşe’din sen!…
Meşakkatli cephe yollarında…
Ülkeni canından kutsal bilendin,
Gecen karıştı gündüzlerine…
Durmak, dinlenmek gelmedi aklına…
Asker cephane bekler dedin…
İnönü’d düşmana dar edenlerdendin,
Milletin makus talihini yenenlerle aynı cephedeydin
Tam bir düzine..…
Ali Kızı Alime,
Osman kızı Fatma, Besim kızı Şükriye, Musa kızı Fatma,
Veli kızı Ayşe, İbrahim kızı Fatma,
Ali kızı Ayşe, Hasan kızı Fatma… ve diğerleri
Ve sen o gün
Anneydin, Mehmetçiktin, Mustafa Kemal’din!…
İşgale “hayır” dedin…
Vermedin tek taşını…
Ülkeni çiğnetmedin!…
Karayılan’a eş oldun cephelerde…
Ve meydanlarda da Halide Edip’e,
Ve bunca ihanetin
Sonu gelsin istedin
Kan verdin cumhuriyete
Tek adamı defettin!…
.Şehit verirken evladını bu vatanın uğruna
“Vatan Sağ olsun!” dedin.
Ve bugün,
Gün ölmek günü değil, var olmak günü…
“Ben de varım!” diyerek haykırmak günü.
Ben ölürsen, sen ölürsen,
Hep ölürsek vatan sağ olmaz ki!…
*
Bak anne;
Bu gün senden ne isteniyor!…
“egemenliğini tek kişiye devret!” deniyor.
Can pahası kazanılmış değerlerin
Ve dahi erdemlerin, yasal hakların,
Aldatarak, dayatarak, korkutarak
En yüksek perdeden fiili durumlar yaratarak…
Ve dahi zor kullanarak
Senden geri isteniyor!…
Egemenlik ortak öz malımızsa eğer,
Devredilmez hakkımızsa bu vatanda özgür yaşamak,
Egemenliği tek kişiye devretnek;
Esaretten öte, ne demek!…
Yüz yıl önce,
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” demiştik
Saltanata “hayır” deyip, ulusça direnmiştik…
Cumhuriyet uğruna nice canlar vermiştik…
Akıl, izan ve de vicdan, bunları nasıl unutur anne!?…
*
Yüz yıl sonra; yani bugün…
Ulusal Egemenlik tehdit altında…
Binbir yalanla, hileyle desiseyle, kumpasla,
Kuralları işlemeyen demokrasi adına,
Eşit olmayan koşullarda…
önüne konulacak sandıkla
Sultanlık yeniden dayatılmakta anne…
Bir yanda, baskı, tehdit, olmadık zorbalıklar
Diğer yanda, yasa kural, hak, hukuk tanımadan,
Fütursuzca sınırsız kamusal olanaklar….
Tek Evet’le senden onay isteniyor anne!…
Bir düşün anne;
“Evet” demek;
tek kişinin iradesine ramolmak demek!…
Tüm yetkiler tek kişinin olacak.
Kanunu o yapacak,
hükümet o olacak,
mahkeme o olacak. hakimler bile o’na tapacak!…
Hattâ daha ötesi,
askerin başındaki başkomutan olacak.
Cumhurbaşkanı olacak, ama lakin,
Yetmeyecek,
hem de parti genel başkanı o olacak.
Kaymakamı, valiyi, rektörü, herkesi atayacak.
Bütçeyi o yapacak, ama kimse ona hesap soramayacak.
Savaşa girerken de tek adam,
barış kararı alırken de…,
Kimler dost, kimler düşman… kararı o verecek!…
Bu koşullar altında;
kula kulluğun adı, sultanlık değilse nedir?
Ve bu sultanlığın köleleri millet değil de kimdir?
Yalvarıyorum anne;
Can parçası oğulları, kızları
kutsal bildiğin tüm değerler adına,
tek kişinin emrine, ne olur kurban verme?….
Bu çığlığı duy anne!……
Büyüt dayanışmayı….
Sen;
Yüzyıl öncesinden bilirsin, ,
İhanetle savaşmayı…. güçlükleri aşmayı
Işık yak karanlığa!…
Haykır gür sesinle… Sonra de ki;
“DİRENİYORUM!”
“ÜLKEMİN VE ÇOCUKLARIMIN KADERİNİ
BİR KİŞİYE TESLİM ETMİYORUM!”
İŞTE SON SÖZÜM SİZE…
DİRENİYORUM;.
“SİZE EVET DEMİYORUM!…”
Mehmet Halil ARIK
Emekli eğitimci – DENİZLİ