O’nun için ‘Nazım Hikmet sever AKP’li’ de dediler, ‘eh Cumhurbaşkanı O olsun madem, kötünün iyisi’ de dediler.
Bazıları ise O’nun AKP fedaisi olduğunu, Erdoğan’ın hedef şaşırtmak için kendisini kullandığını bile söylediler.
Hâsılı kelam O hakkında birçok komplo teorisinin üretilip konuşulmasına sebep olan esrarengizliğini hiç bozmadı… Ta ki bazı gerçekler belgeleriyle ortaya çıkana kadar.
Bir zamanlar Tayyip Erdoğan’ın Milli Görüş bağlarını kopararak yaptığını, O da AKP’den ayrılarak yapmayı planlasa da arkasında ne halk desteği vardı, ne de prim yapacak icraatı.
Arka plan da derinlerde AKP’nin kapatılacağı duyumunu aldığını düşündüğüm bu siyasetçi, olası bir parti kapatma durumunda AKP yandaşlarını etrafına toplayabileceğini sanmış ama yanılmıştı.
Tahmin edeceğiniz üzere Abdüllatif Şener’den bahsediyorum.
Temmuz 2008’de AKP’den istifa ettiğinin ertesi günü Konya’ya davetli olarak giden Şener ‘başbakan’ nidalarıyla karşılanmıştı.
Enteresan olan daha konuşmalarının başında o zamanlar yeni yeni gündeme gelen Ergenekon tutuklamalarının toplumda bir “güvensizlik ve endişe” ortamı oluşturduğuna dair açıklamalar yapmış olmasıydı.
Neoliberal, muhafazakâr politika yolunu benimseyip dindar kesimin çağdaş yüzünü ispat etmek istercesine türlü türlü yollar demiş olmasına rağmen istediği başarıya ulaşamamış ve AKP’den de hiçbir şey koparamamış, aksine adı bile anılmaz olmuştu.
Yaklaşık 5 sene vekillik ve bakanlık yaptığı, aynı zamanda kurucularından olduğu AKP’yi sert dille eleştirmekten hiç çekinmeyen Şener, muhalefet yaparak, kurduğu partisine çıkar sağlamaya çalışsa da AKP yandaşları da dâhil pek kimse partisinin adının ne olduğu hakkında bile fikir sahibi değildir. Öte yandan Abdüllatif Şener “Bu ülkenin başına gelebilecek en büyük felaket AKP’dir”, “Dürüst vekilin AKP’de işi ne?” diyebilecek kadar işi nefret boyutuna getirmiştir.
Askeri vesayet gibi demokrasi dışı müdahaleleri meşrulaştıran, kafa karışıklığına sebebiyet verip, muhalefet yapmaktan başka tutunacak dalı olmayan, derin devlet güdümlü bazıları hümanist tavırlarla halkı kandırabileceklerini mi sanıyorlar acaba?
Adama kim olduğunu, nereden geldiğini, dün neyin bugün neyin savunucusu olduğunu sormazlar mı? Gerçekten samimiyetine inanların olduğunu bildiğim Şener, neden kimlik bunalımına düşmüş gibi davranmaktadır anlayamıyorum. Abdüllatif Şener’in son senelerde izlemiş olduğu yol, ‘yumurtadan çıkıp kabuğunu beğenmemiş’ deyişinin en aşikâr örneğidir.
Çerkez kökenli olan Şener, Bakanlık yaptığı süre zarfında liyakat gözetmeksizin ne kadar Çerkez kökenli vatandaş varsa etrafına toplamış, hatta yine Çerkez olan Baykal’ın buram buram reklam kokan çarşaf açılımını bile desteklemiştir. Sadece çıkarları için güya Türk milliyetçisi gibi davransalar da bu gibi adamların hangi millettense onların gizli lobiciliğini yapıyor olduğu bilinmektedir.
Masa başı siyasi projelerin bir numaralı aktörü olarak anılan Abdüllatif Şener’in adı ilk kez Ergenekon Davası’nda; Kuvva-i Milliye Derneği Genel Başkanı Bekir Öztürk’ün, Ergenekon iddianamesinde, tayin işlerini Şener’in ayarladığını söylemesiyle, geçmiştir.
Öztürk, derneği kurma aşamasında Güler Kömürcü’nün yardım almasını tavsiye ettiği kişinin de Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün olduğunu açıklamıştı.
Şener, Ergenekon soruşturmasında Ecevit’e yapılması planlanan darbe girişimine adının karışmasıyla gözaltına alınan Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal’a destek vermiştir. Hiçbir hukuki zemini olmayan, provokasyondan başka amaç içermeyen, kimlerin ne maksatla finanse ettiği sonradan ortaya çıktığı Cumhuriyet mitingleri hakkında, “onların da tereddütlerini anlamak lazım” diyerek ılımlı İslamcılık oynayan Şener’in Mehmet Ağar sahalardan düşünce yerine getirilmek istendiğini siyaseti takip edenler bilirler.
Derin Devlet kendi koyduğu kurallara itaat etmeyen Hükümetlere karşı hukuki olmayan yöntemlerle ayar verir. Manipülasyon ve provokasyon metotlarıyla; ekonomik kriz çıkararak, toplumsal kaos oluşturarak, terör olaylarını destekleyip iç çatışmaları körüklemeye kadar pek çok müdahale yönteminin alt yapısını kumanda ederler.
Kurduğu Türkiye Partisi’nin il başkanları toplantısında gündemdeki olaylara değinen Şener, son zamanlarda siyasetçilerin şehitler üzerinden siyaset yapma geleneğine uyarak terör olaylarının AKP iktidarı süresince arttığını, Erdoğan’ın hem terörle mücadeleyi caydırıcı önlemler aldığını hem de süreçleri terörü tahrik eder nitelikte yönettiğini söylemiş.
Terörü azdıran derin devlet yapılanması içinde olduğu her fırsatta ortaya çıkarılan Şener nasıl oluyor da terörle mücadele konusunda siyaset dersi vermeye kalkışıyor?
AKP öncesi Anasol-Mhp iktidarında terörün durgunlaşması o iktidarın ferasetinden değil Öcalan’ın idam konusundaki belirsizlikten kaynaklanıyordu. Şimdilerde iplikleri pazara çıkan tipler terör olaylarını körükleyerek intikam alma derdine düşmüşlerdir. Bunun aklı olan her vatandaş farkındadır.
Ergenekon Planına göre Şener Eruygur ve Hurşit Tolon yönetimindeki darbe öncesi yapılanmada ATO Başkanı Sinan Aygün’e de ‘dehşet planında aktif rol verdiği tespit edilmiştir. Belgelere göre Aygün, sürekli olarak anketler düzenleyip, yandaş medya kuruluşlarında ülke ekonomisinin çöktüğü yönünde demeçler vererek karamsar bir tablo çizecekti. Suikastlerin ardından düzenlenecek provokatif gösterilerle ordunun darbesiyle hükümet düşürülecek ve Aygün’ün kurduğu parti iktidara getirilecekti. Planda Abdüllatif Şener’in de yeni dönemin Cumhurbaşkanı olması öngörülmüştü ancak olmadı.
(kaynak: blogspot.com)
Ergenekon’un Refah Partisi zamanından beri öne Milli Görüş’ün sonrasında AKP’nin içine sızdırdığı Şener görevini layıkıyla yerine getirememiştir.
Derin Devlet AKP Hükümetini parçalamak için Abdüllatif Şener’i kullanmış ama başarısız olmuştur. Ergenekon Soruşturmaları kapsamında gizli kapaklı çevrilen dümenler bir bir ortaya çıkmaya başlayıp oluşumun içindekiler deşifre olunca Allah ellerini ayaklarına dolandırmıştır.
Statükocuların tuzağına düşen Şener Dimyata pirince gideyim derken evdeki bulgurundan da olmuş, hatta partisinden Cumhurbaşkanlığına aday gösterilmemesinin hırsıyla istifa ettiğinde kendisine destek veren Doğan Medya Grubu bile O’nu şimdi gülerek izler olmuştur.
Şener, Başbakan’a siyaset öğretmeyi önermek yerine, kendi okuluna gidip İktisat bölümü öğrencilerine ‘Kamu Maliyesi’ dersi öğretmeye devam etsin.