Küreselleşme saldırısının başladığı 1980’li yıllardan 2008* yılına kadar Davos’da yapılan toplantılar, ekonomistlerin ve egemen çevrelerin sözcüsü entellerinin dikkatle izlediği toplantılardı.
Zenginin malı züğürttün çenesini yorar diye bir halk deyişi vardır. O hesap, acaba, borç veren sınıfın temsilcileri, halklar için neler düşünüyor diye de entelektüellerin dikkatini üzerinde toplayan toplantılardı.
Küreselleşme denilen dayatmaların birer emperyalist istekler olduğu açığa çıktıkça, ilgi de azaldı.
Küreselleşme adı altında sürdürülen saldırılar; Esas itibariyle, büyük sermaye sahiplerinin milli devletler üzerinde yürüttükleri hakimiyet mücadeleleriydi. Halen de devam etmektedir. Lakin adı artık küreselleşme değildir.
Emperyalizmin adı kibarlaştırılarak küreselleşme olarak halklara ve ulus devlet yetkililerine sunulmuştu.
Dikkat etmişsinizdir. Şimdilerde kimse küreselleşmeden hiç söz etmiyor. Eskiden iki sözün bir arasında, Küreselleşmenin nimetlerinden söz eden kişiler ve siyasetçilerle karşılaşırdık.
Davos, çok uluslu tekellerin (para basan, borç veren sınıfın) iki yıllık yeni stratejiler üretmesi için kendilerine yakın kişilerden, fikir/düşünce ve akıl devşirdikleri bir yerdir. Para pazarlamak için bir çeşit Pazar araştırması…
Borç veren sınıfın kendisi için strateji devşirmeye çalıştığı fikir meydanıdır, Davos.
Küreselleşmenin deşifre olmasının ardından, Davos önemini yitirdi. Çünkü çok uluslu şirketlerin milli devletler ile savaşında önemli bir dönüm noktasına gelindi. Milli devletlerin direndiği ortaya çıktı.
Küreselleşme saldırılarının, medya aracılığı ile yaydığı kara bulutların altında, milli servetler yağmalandı, özelleştirmelerle ulus devletler ekonomik etkinliklerini, dolayısıyla karar verme yetilerini kaybetti, Ya da karar verme yetkilerini çok uluslu şirketlerin temsilcilerine devretti.
Küreselleşme ile beraber Dünyanın ve Tarihin sonunu ilan eden emperyalizm, artık, aynı yolları kullanarak, yol alamamaya başladı. Üretim Asya’da yapılırken, herkesin gözünü, üretimin yapıldığı yere dönmesi kaçınılmazdı.
Sanıyorum bu yılki Davas toplantıları; Çin denilen devasa ülkenin üretiminin gelecekte nasıl bir yön alacağını anlamaya çalışmakla geçecektir. Siz o cilalı 4.0, yapay zekâ gibi sözlerine takılıp kalmayın. Dünya ekonomisine yön veren yer; Amerikan çok uluslu şirketleri değildir. Henüz adını koyamadığımız kitlesel imalatın merkezi Çin’dir.
Belki de artık başka tür toplantılar Çin’de yapılacaktır. Davos tarih olacaktır.
2008 ABD’ni ekonomik krize girdiği yıl.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com