Times Higher Education adlı İngiliz değerlendirme kurumu her yıl dünyanın en iyi üniversiteleri ile ilgili bir sıralama yayımlamaktadır. Söz konusu değerlendirme kurumunun;
– 2011 yılı listesinde en iyi üniversite sıralamasında ODTÜ (183’cu)
– 2012 yılı sıralamasında İTÜ (276-300), ODTÜ (276-300) Boğaziçi Üniversitesi (301-350)
– 2014 yılı sıralamasında Boğaziçi (199), İTÜ (201-225), ODTÜO (201-225)
– 2015 yılı sıralamasında Boğaziçi (139), İTÜ (165)
– 2016 yılı sıralamasında Boğaziçi (401-500), İTÜ (501-600), ODTÜ (5.0.,1-600)
– 2017 yılı sıralamasında Boğaziçi (401-500), İTÜ (501-600), ODTÜ (601-800) olarak ver aldı.
Times Higher Education değerlendirme kurumunun 2011-2017 yılları arası yayımladığı listelerden görüldüğü gibi ülkemizin ODTÜ, İTÜ, Boğaziçi gibi seçkin üniversiteleri her yıl söz konusu listede daha gerilere gitmişlerdir.
1 – Güney Afrika’dan Hindistan’a, Lüksemburg’dan Suudi Arabistan’a 32 ülkenin dünyanın en iyi 250 üniversitesi içinde yer alan farklı sayıda üniversitesi var ama Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Şimşek’in ifadesiyle dünyanın en büyük 13’cu ekonomisi olan Türkiye’den tek bir üniversite yok.
2- Yüz ölçümü Urla’dan küçük olan Singapur’un biri ilk yirmi beşte olmak üzere ilk 100 içinde iki üniversitesi var. Nüfusu sadece 330.000 olan İzlanda’nın ilk yüz içinde yer alan üniversitesi var.
3- Yine Meclis Başkanımız Sayın İsmail Kahraman’ın mendil cebimiz kadar ülke olarak nitelediği Hollanda’nın 8’i ilk yüzde olmak üzere ilk iki yüz için içinde tam 13 üniversitesi var.
4 – 2.149.166 lisans, 1.095.327 ön lisans, 450.251 yüksek lisans, 91.267 doktora öğrencisi olmak üzere toplamda 3.768.011 gencimiz bir yüksek eğitim kurumunda eğitim alıyor. Ülkemizde yükseköğrenim gören öğrenci sayısı Fransa’dan 2.245.097, İngiltere’den 2.479.197, İtalya’dan 1.960.399 fazla. Japonya 3.836.314 ile aynı düzeyde ancak üniversitelerimizin bilgi üretme kapasiteleri söz konusu ülkelerle karşılaştırıldığında son derece düşük.
5- Hollanda’da 28 üniversitede 265.000 öğrenci öğrenim görüyor. Türkiye’de ise 185 üniversitede doktora ve yüksek lisans eğitimi alan gençlerimizin sayısı 541.518. Hollanda’daki Üniversite öğrencilerinin toplamının iki katma yakın. Üniversitelerimizde görev yapan öğretim üyesi ve öğretim görevlisi sayısı 151.000.
a) Üniversite sayısı, öğretim üyesi sayısı, yüksek lisans ve doktora öğrenci sayısı esas alındığında Türkiye Hollanda’ya karşı 7-8 kata varan sayısal üstünlüğe sahip ancak iş bilimsel çalışmalara geldiğinde Türkiye Hollanda’nın çok gerisinde.
b) 2010-2015 yılları arasında Hollanda’daki üniversitelerin yayınladıkları makale sayısı 311.597, söz konusu yayınlanan makalelere yapılan atıf sayısı ise 2.795.449, makalelerin etki derecesi 8,97.
Aynı süreç içinde Türkiye’deki üniversitelerin yayınladıkları makale sayısı 204.216, (Öğretim üyesi başına beş yılda bir makale) atıf sayısı 674.332, etki derecesi ise 3,30. Türkiye yayınlanan makalelerin etki derecesi açısından 52 ülke arasında son sırada yer alıyor. Üniversitelerimiz tarafından yayınlanan makaleler atıf alma niteliği yönünden sorunlu. İç savaşın sürdüğü Suriye’deki üniversitelerin yayınladığı makalelerin bile etki derecesi 4,48, komşumuz Yunanistan’da yayınlanan makalelerin etki derecesi ise 6,18.
6- Çin ve Hindistan’dan sonra en fazla veteriner fakültesine (30 adet) sahip ülkeyiz. Damızlık yumurta ihtiyacımızın tamamını ithal ediyoruz ve hayvancılık konusunda ürettiğimiz bir teknoloji yok.
7- Tarım ve hayvancılıkla ilgili üniversitelerimizde 241 fakülte, bolüm ve 5.000’in üzerinde öğretim görevlisi var. Tohum ihtiyacımızın büyük bir bölümünü ithal ediyoruz. Tarım konusunda ürettiğimiz bir teknoloji yok.
8- Üniversitelerimiz bilgiyi üretemiyor, dünya bilimine katkımız yok düzeyinde, bilimsel yayınlarda kalite çok düşük. Üniversitelerimiz tarafından yapılan araştırmaların, yayınlanan makalelerin büyük bir bölümünün ilmi değeri yok.
Üniversitelerimizde yapılan çalışmaların büyük bir bölümünde amaç bilgi üretmek değil, bilgiyi üretir görünüp belli yayın sayısına ulaşıp, formaliteleri tamamlayıp, terfi etmek, kadro almak.
9- 2017 yılında liselerden mezun alan gençlerimizin sayısı 960.410, bu geçlerimizden bir yükseköğrenim kurumuna kayıt olanların sayısı 334.834. Üniversitelerimizde 2017 yılında boş kalan kontenjan sayısı ise yaklaşık 350.000. Sorunu kamuoyundan gizlemek için bir çok bölümün kontenjanı düşürüldüğü veya öğrenci alınmadığından gerçek rakam bu sayının çok üstünde. Kaliteli bir eğitim verilemediğinden bir çok yükseköğrenim kurumuna talep yak.
Günlük siyasi çıkarların eğitim faaliyetlerine egemen olduğu, üniversite ve eğitim kurumlarımızın hızla enkaza dönüştüğü ülkemizde, bilimsel katkı ve bilgiyi üretme kriterleri esas alındığında, 80 milyonluk Türkiye maalesef Konya ilimizden küçük Hollanda’nın çok gerisine düşmüş durumda. Bunun günahı ve sorumluluğu da AK Parti iktidarındadır.
Ve bu iktidar kaliteli eğitimi gerçekleştirmek yerine, hala saçma sapan giriş sınavları icat etmekle meşguldür. Bir gün önce “değişiklik yok” diyen YÖK Başkanı da bir gün sonra tam tersini söyleyebilmektedir.
Ne acıdır ki Türkiye’de “İstifanın bir erdem olduğunu” idrak edebilenlerin sayısı yok denecek kadar azdır. Koltuk sevdası, makam hırsı, herkesi esir almıştır. Genç nesillerin israf edilmesi umursanmamaktadır.