Demokrasinin tavan yaptığı…
Özgürlüğün dibine vurduğu…
Kurucu ayarlarının milim oynatılmadığı…
İlimde ve bilimde çağ atlatıldığı…
Muasır medeniyetlerin geride bırakıldığı…
Kadın & Çocuk haklarında zincirlerin kırıldığı…
Dünya devletlerinin kıskançlıktan kriz geçirdiği bir Türkiye’de
Güzel ülkemin son seçimleri olabilir mi?
Ne dersiniz?
Gerek var mı artık seçimlere?
Bence gerek kalmayacak!
Her şey güllük gülistanlık değil mi? Seçimler demokratik ortamda yapılıyor, herhangi bir şaibe de söz konusu değil.
Orantısız seçim çalışması mı?
Daha neler…
İnsanlar hak ettikleri ve diledikleri gibi yönetiliyor!
Hakimi, savcısı memnun. İşsizin maaşı var memnun. Memur garantide memnun. Emekli çalışmadan üç beş kuruşta olsa alıyor ve memnun. Çalışan emeğinin karşılığını fazlasıyla alıyor memnun. Meclistekiler hiçbir iş yapmadıkları halde okkalı maaşlarını alıyorlar memnun. Siyasi partiler adeta çifte telli oynuyor. Liderler dikensiz koltuklarında rahat ve memnun. Asker, polis, öğrenci, kadın, erkek, çiftçi, öğretmen memnun. Hatta hayvanları mesut ve mutlu. Usta – kalfa – çırak memnun. Oyuncusu, sanatçısı memnun.
Gazetelerde haber sıkıntısı yok memnun. Görüntülü basın birlik olmuş, aynı haberi (!) aynı anda veriyorlar memnunlar yani.
Üniversitesi memnun, İbadethaneleri memnun, toprak altına konan mevtası memnun.
Kısacası herkes memnun ve bahtiyar.
Bir elleri yağda diğeri balda. Daha ne olsun!
Kimsenin gıkı çıkmıyor mutluluktan.
Amaç insanların mutlu edilmesi, şikayetlerin kalkması, refah düzeyinin yükselmesi, milli hasılanın kişi başına oranının yükselmesi değil mi? (10 bin dolar)
Yetmez mi?
Hepsinin sağlandığı ve mutlu olduğu bir ülkede seçimlere gerek var mı sizce?
Ne gerek var?
Gelen de bunları vermeyecek mi?
Ben, tek yetkili ve etkili Cumhurbaşkanının yerinde olsam, halk bu son seçimlerde de çoğunluk olarak “Cumhur ittifakı” derse, hiç tereddütsüz seçimleri kaldırırım.
“Halkımız gidişattan, halinden, refahından mutlu ve memnun. Bize düşen de onları mutlu etmek ve mutlu görmek. Onun için seçimleri kaldırıyorum” deyip atamalı Kaymakam, Vali ve yine atamalı Muhtarlarla yerel yönetimleri oluşturur, ikişer, üçer de yardımcı ve özel kalem müdürleriyle ilk adımı atarım.
“Efendim olmaz” demeyin.
Olur. Bal gibi olur.
Olacağı da bu.
Demedi demeyin.
Bu seçimler son seçimler olabilir!
Keyfiyet sizin. Sandık son kez önünüze konmuş olabilir.
Bu kadar memnuniyeti ben de versem size, en azından düşünürüm!
“Ekmek elden su gölden” daha ne isteyeceksiniz?
“Yediğiniz önünüzde, yemediğiniz arkanızda”. 20 yıldır sesiniz çıkmıyor. Bir yanlışlık olsa başka birine görev verilirdi değil mi? Demek ki her şey güzel, her şey rayında, her şey vatandaş yararına gidiyor. Ki bu memnuniyetten ötürü oylar da adeta akıyor.
Sözün Özü!
Toplumlar, hak edildikleri şekilde yönetilirler. Biz bu şekilde yönetilmeyi istemesek, halihazır iktidara yaklaşık 20 yıl görev vermezdik. Onun için bence bu seçim sonuçlarına göre gereği yapılmalıdır. Seçimler kaldırılmalı ve atamalarla yerel yönetimler idare edilmelidir. Zaten benzeri örneklerini yaşadık! Örneğin Ankara, İstanbul, Bursa, Ordu, Balıkesir gibi yerlerde belediye başkanlarını, hatta Başbakanı bile görevden almadık mı? Kim itiraz etti? Hem de babalar gibi aldık. Benim önerim biraz genişletilmişi o kadar.
Mustafa Kemal ÖZGÜRSOY