11. Kalkınma Planının giriş bölümünde “Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının sorumluluğunda, On Birinci Kalkınma Planı, bakanlıklar başta olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra, toplumumuzun tüm kesimlerinden çok sayıda temsilcinin katkılarıyla, katılımcı bir yaklaşımla hazırlanmış. Bu kapsamda üç bin beş yüzü aşkın kamu çalışanı, özel kesim ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve akademisyenin bir araya gelerek katkı verdiği 75 adet özel ihtisas komisyonu (ÖİK) ve çalışma grubu oluşturulmuş. Ülkemizin kalkınma önceliklerine yönelik görüş alışverişi süreci kapsamında 81 ilde toplam 267 adet toplantı ve çalıştay düzenlenerek yerel düzeyde yaklaşık 12 bin kişinin katkısı alınmış. Ayrıca internet üzerinden gerçekleştirilen “vatandaş anketi” yoluyla 19 bin kişiyi aşkın katılımcıdan plan önceliklerine dair fikir ve öneriler alınmıştır” denilmektedir.
1– Giriş bölümündeki bu kadar iddialı ifadelere rağmen 11. Kalkınma Planı 18 yıllık AKP iktidarı döneminde yapılamayan işlerin listelendiği ve önümüzdeki beş yıllık süre içinde yapılacağının beyan edildiği, sonu geliştirilecektir, sağlanacaktır, yapılacaktır ile biten 2 bine yakın vaadin 2-3 satırlık bir metinle ifade edildiği bir plan görünümündedir. Bu hali ile 209 sayfalık On Birinci Kalkınma Planı maalesef analitik düşünceyi esas alan bir vizyon içeren, ülkenin önümüzdeki 5 yılına katkı koyacak bir kalkınma planı olmanın çok uzağında kalmıştır.
Bu türden bürokratik bir formaliteyi tamamlamak için hazırlanan bir planda 5-6 memur yeterli gelecekken ne binlerce çalışana ne de yüzlerce toplantı yapmaya gerek yoktu.
2– “On Birinci Kalkınma Plan ile Türkiye’nin yüksek gelir grubu ülkeler ile en yüksek insani gelişmişlik seviyesindeki ülkeler arasına girmesi amaçlanmaktadır. Bu amaçla 2023 yılında GSYH’nin 1.080 milyar dolara, kişi başına gelirin 12.484 dolara yükseltilmesi; ihracatın 226,6 milyar dolara çıkarılması; işsizlik oranının yüzde 9,9’a düşürülmesi; enflasyon oranlarının kalıcı bir biçimde düşük ve tek haneli rakamlara indirilmesi hedeflenmektedir” denilmektedir.
a) 2013-2018 Yıllarını kapsayan Onuncu Kalkınma Planında ise “Uygulanacak politikalar sonucunda reel GSYH’nin yıllık ortalama yüzde 5,5 oranında artması öngörülmektedir. Plan dönemi sonunda, ülkemizin 2023 hedefleriyle de uyumlu olarak, cari GSYH’nin 1,3 trilyon dolara, kişi başına gelirin ise 16 bin dolara ulaşması hedeflenmektedir. Bu çerçevede, 2023 yılında GSYH’nin 2 trilyon dolara, kişi başına gelirin 25 bin dolara yükseltilmesi; ihracatın 500 milyar dolara çıkarılması; işsizlik oranının yüzde 5’e düşürülmesi; enflasyon oranlarının kalıcı bir biçimde düşük ve tek haneli rakamlara indirilmesi hedeflenmektedir” denilmişti.
b) 2017 ve 2018 yıllarında ekonomimiz büyüme rekorları kırıyordu Çin’den sonra en hızlı büyüyen ekonomiye sahiptik. Ancak 2013-2018 yıllarını kapsayan 10. Kalkınma Planında 2018 yılında kişi başına gelirin 16 bin dolara ulaşması hedeflenirken, 2018 yılında kişi başına milli gelir 9.682 dolar olmuş ve 9.657 dolar olan 2007 yılının gerisine düşülmüş ve 11 yıl kaybedilmiştir.
c) 2013-2018 Yıllarını kapsayan 10. Kalkınma Planında, 2023 yılında GSYH’nin 2 trilyon dolara, kişi başına gelirin 25 bin dolara yükseltilmesi hedeflenmişti.
1. Kalkınma Planında ise 2023 yılında GSYH’nin 1.080 milyar dolara, kişi başına gelirin 12.484 dolara yükseltilmesi hedeflenerek kişi başına milli gelir hedefi 5 yıllık süre içinde yarı yarıya azaltılmıştır.
d) Her şey 11. Kalkınma Planında öngörüldüğü gibi gerçekleşirse 2013 yılında 12.480 dolar olan milli gelirimiz, 2023 yılında ise 12.484 dolara çıkarak son on yılda sadece 4 dolar artacaktır. Bir başka ifade ile Cumhuriyetin 100 yılı olan 2023 yılında Cumhuriyetin 90. yılı olan 2013’ten daha fakir olarak gireceğiz.
e) 10. Kalkınma Planında 2018 yılında ihracatın 277 milyar dolara çıkması öngörülürken, 168 milyar olarak gerçekleşmiştir. Yine 10. Kalkınma Planında 2023 yılı için ihracatın 500 milyara çıkması ön görülürken, 2019-2023 yıllarını kapsayan 11. Kalkınma Planında 2023 yılında ihracatın 226,6 milyar dolara çıkacağı öngörülmüş ihracat hedefleri yarı yarıya azaltılmıştır.
f) AKP iktidarı tarafından son 5 yılda ülkenin gelişip büyüdüğü iddia edilirken, 11. Kalkınma Planında 2023 yılı ihracat hedefleri 10. Kalkınma planındaki 2018 yılı ihracatın hedeflerinin altında kalmıştır.
g) 10. Kalkınma Planında 2018 yılında İşsizlik oranının % 7,2’ye düşürülmesi hedeflenmişti ancak % 11 olarak gerçekleşmiş, daha kötüsü 2019 yılında % 14’e yükselmiştir. 11. Plan dönemi sonunda (2023 yılında) işsizlik oranının yüzde 9,9 seviyesine gerilemesi öngörülmektedir. Bir başka ifade ile Cumhuriyetin 100 yılı olan 2023 yılında Cumhuriyetin 90. yılı olan 2013’ten daha fazla işsizle ve işsizlik oranı ile gireceğiz.
h) 11. Kalkınma Planının 561.1. maddesinde “Dünya akademik başarı sıralamalarında 2023 yılı itibarıyla en az 2 üniversitemizin ilk 100’e ve en az 5 üniversitemizin de ilk 500’e girmesi sağlanacaktır.” denilmektedir.
Dünyanın en saygın üniversite derecelendirme kuruluşları arasında Times Higher Education (THE) 2014-2015 yılı için açıkladığı dünyanın en iyi üniversiteler sıralamasında ülkemizden 6 üniversite ilk 350 üniversite içinde yer alıyordu. ODTÜ 85, Boğaziçi 139, İTÜ 165, Sabancı 182, Bilkent 201 ve Koç Üniversitesi 301’ci sırada yer almıştı. 4-5 yıllık kısa bir süre içinde yanlış eğitim politikaları ile başarılı üniversiteleri enkaza çevirdiğimizden, 2019 yılında dünyanın en iyi üniversiteler sıralamasında ilk 500 içinde tek bir üniversitemiz kalmadı.
SONUÇ:
10 ve 11. Kalkınma programlarının hedeflerini karşılaştırdığımızda gördüğümüz, son 10 yılda ülke ekonomisinin büyümediği küçüldüğü, insanlarımızın zenginleşmediği yoksullaştığı, adaletten – eğitime tüm kurumlarımızın gelişmediği gerilediğidir. 11. Kalkınma Planının bize söylediği tek gerçek son on yılın boşa harcandığı ve kaybedildiğidir.
– Evet. DURMAK YOK. Yalana, talana, nefrete, tehditlere, ayrımcılığa, iftiralara, hakaretlere, yandaş olmayanlara saldırılara, lüks, israf ve saltanata, Saray inşaatlarına, fakiri, fukarayı, işçileri, memurları, emeklileri ezmeye, kamu kaynaklarını yandaşlara peşkeş çekmeye, sarı sendikacılığa, din ticaretine DEVAM???
– KUTLU YOLUMUZ; ülkeyi uçuruma düşürmeyi, garanti etmektedir…
– LİDERİMİZ; Her şeyi bilir ve her konuda tek başına karar verir. Biz, Cenab-ı Hak’tan çok, kendisinden korkarız. Ve de Sevgili Peygamberimizin (SAV) değil, Cemaat liderlerinin izinden gideriz…