Merhabalar dostlarım…
Bu gün Arefe yarın bütün gün yokum. Beni bırakıp gidenlere ziyaretlerim var. Yarım gün babam ve kardeşime, yarım günde anama rezerveliyim… Duydum dediğinizi, niye ikisine yarım da birisine niye yarım. Ana bu, analara daha çok ihtiyaç var. Anandan terliği yersin anam anam diye ağlarsın…
Bu nedenle bu Arefe akşamından Kurban Bayramınızı tebrik ederim…
Bayramlar; Umuttur, ümittir, berekettir___Özlemdir, özlemektir, özlenmektir___Sevgidir, sevmektir, sevilmektir___Gelecek yarınlara niyettir___Kalpten kalbe birlikteliktir…
Bayram sevinç ve toplanma günü anlamına gelir…
Mutlulukların paylaşılması demektir bayramlar?
Ama siz; “Aaah nerede o eski bayramlar” demeye başlamışsanız bilin ki yaşlandığınızın resmidir. Gün be gün bir takım değerlerimizi küreselleşme denen kültür bombardımanına kurban verdiğimiz de ayrı bir gerçek. İnsanlık, cemaat ve toplum okyanusundan hızla bireysel yaşamın ıssız sahillerine doğru sürükleniyor.
Nerede olduğunu tam olarak bilemiyorum ama nerede olmadığına adım gibi eminim, o eski bayramların. Üç günlük bayramı fırsat bilip, bir iki gün daha ilave ederek yaklaşık bir haftaya çıkardığın izin gününde gittiğin tatil beldesinde veya turla gittiğin kampanyalı otelde değil. O meşhur eski bayramlar geyiğini bırakıp samimi olmaya başladığın gün, o eski bayramı da bulacaksın inancındayım.
Bir bekleyiştir bayramlar. O günden ziyade, o günün beklentileridir heyecan veren. Çoğu anlamını içinde hissetmez ama bir semboldür, adı konulmamış bir sembol…
Ya da dillerden dillere uzanan yıllanmış deyimlerden öteye gitmez anlamı…
Çocuklar için bayramda alınacak üst başın, ayakkabının beklenmesidir heyecanla. Kaç kez yalvarmışlardır belki de annelerine babalarına aldırabilmek için ya sevdiği ayakkabıyı, ya oyuncağı ya da bir kazağı. Böyle başlar belki de onların dünyasında bayramların anlamı. İstediklerine kavuşmak için beklemeleri gereken o malum zaman… Bir de bayramda cebine dolduracakları harçlıkları vardır yine aynı heyecanla bekledikleri. Belki de en çok çocuklar karlı çıkar bayramdan. Kendisinden bir şey talep eden olmadan, hep bir şeyleri talep etmek onlar içindir ne de olsa. Bayramlar en çok çocuklar içindir…
Çoğu genç içinse, iple çekilen bir kavuşma anının son notalarıdır. İki bayram arası düğün dernek kurulmaz diye bekletilirler ya, bir anda geçmesini bekledikleri o malum zamanı. İlk bayramın ardından artan bir heyecanla sayarlar günleri..
Çoğu miskin için de, bayramlar özeldir. Bir kaç ay kala, ellerine alırlar takvimi. Haftanın ortasından başlayıp, hafta sonu tatilini de içine alması duasıyla hesaplarlar, keyifle yatacağı günlerin hesabını.
Birçokları için, bayramdan bayrama gördüğü ailesine, dostuna kavuşmaktır. Kimileri için bayramdan bayrama midesine adam akıllı bir şeyler koymaktır.
Bayramlar herkes için bir şeyler vadeder…
Yalnızlar, evsiz-barksızlar, terk edilmişler hariç… Bir bayram sabahı en yakınlarını, canından bir parçalarını kaybedenler hariç. Hep bir yanı eksik olmasına rağmen, bayramlarda o eksikliğin tüm çıplaklığıyla kendisini kuşattıkları hariç…
Bayramlar keşke eski tadında olsa… Sevdiklerimiz yanımızda olsa… Çok eskiden garibime giderdi insanların bayramlarda kabir ziyareti yapması… Şimdi bakıyorum da gördüğüm şu; kabir dışında kalan sevdiklerimiz eksilmekte… En yakının bile çil yavrusu gibi kendini tatil yörelerine ışınlamakta…
Hani dedim ya mobil telefon ve msn icat oldu Bayramlar bozuldu… Bırakın yanımızda olmayı, ayaküzeri bir ziyareti, bir mesaj veya alo demeyi, o bile yok artık… Yani o bile kayboldu…
Ve beklersin boş gözlerle kulağın kapı tıkırtısında… Ama hüzünle atan kalbinin tıkırtısından başka ses yoktur… Ve bir daha düşünürsün kabirde seni yalnız bırakmayan sevdiklerini…
Boş ver be yaşlı çınar; kimin kalbi, nerede bir atıyorsa, bayramı orada olsun. Onlarında de kalplerinin bir attığı, bayram gibi bayramı olsun…
Ay gibidir bayramlar. Hilal olur kimilerinin umutları harekete geçer, kimilerinin yüreğini sıkıştıran kasveti, hasreti. Ay gibidir, bir yüzü dolunay olur ihtişamla parlar gökyüzünde, getirir beklenenleri; karanlıkta kalan kısmı ise yakar diğerlerini…
“Bekleyen ile bekleyemeyenin”, bekleme hakkını yitirmiş olanların hazin bir buluşmasıdır bayramlar. Kimileri enva-i çeşit baharatın, şekerin, kıyafetin satıldığı çarşılarda telaşla yetiştirmeye çalışır listesindekileri.
Birileri de benim gibi içindeki mahşeri kalabalıktan, geçmişin kokularından, tatlarından deli gibi kaçmaya çalışır…
Neyse dostlar ben bunları derken, bir bayram daha geçer gider, ağız tadıyla, gönül hoşluğuyla… Bir bayram daha geçer hatırlanılmış acılarıyla… İyisiyle, kötüsüyle, doğrusuyla, yanlışıyla bir bayramı daha geride bırakırız…
Bir sonraki bayrama kadar kim öle, kim kala!.. Yarın sabah güneşin sancılı ama dünya gülen yüzle baktığını kim görecek bilinmez… Her şeyin hayırlısı!..
Bu bayram vesilesi ve bu duygu, düşünceyle;
başta Ebedî Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları ile yüce milletimizin birlik, beraberliği, halkımızın huzur ve güvenliği, vatanımızın bölünmez bütünlüğü için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi, hayatta olan, ebediyete intikal eden kahraman gazilerimizi, ebediyete intikal etmiş ama kalemi, eserleri ile kalbimizde yaşayan tüm ustaları rahmet ve minnetle anıyorum…
Vatanımda ve yurt dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarımızın, İslam âleminin, bu güne dek dostluğu, sevgiyi, sevinci ve geleceği… Aşımızı, ekmeğimizi, soframızı… Hüznümüzü, Acımızı, Yalnızlığımızı, Gözyaşımızı, Kahkahamızı, Sevinçlerimizi, Duygularımızı paylaştığımız dostlarımın, arkadaşlarımın, akrabalarımın, sevdiklerimin sevenlerimin, sizlerin; birlik ve beraberliğimizi, kardeşlik ve dostluğumuzu en sıcak şekilde hissedeceğimiz Kurban Bayram’ını en içten dileklerimle tebrik ediyor;
her ilkbaharda gelinciklerin en güzel başlangıçları müjdelemesi gibi, bu bayramın da size, ailenize, sevdiklerinize başarı, mutluluk, neşe, huzur, sağlık ve esenlikler getirmesini diliyorum…
Bizleri bayram günlerine kavuşturan ve Bayram sevincini yaşama fırsatı veren Yüce Rabbimize hamdü sena, Resul-i Ekrem Efendimize salatü selam olsun…
Sevgi ve muhabbetimle
10.08.2019
Ömer Sabri Kurşun