“… duruşma salonuna terlikle gelen bir mağdur azarlanarak salondan çıkarılırken!.. “ (ta Erzincan’dan kalkıp İzmir’deki davaya gelen fukara) Başbağlar katliamının yansımaları içimizi acıtmaya devam ediyor!..
Evet, 24 yıldır bitmeyen/bitirilemeyen, hem de 33 masum insanın şehit edildiği bir dava! Şimdi kısaca bir hatırlayalım neydi bu yürekler yakan Başbağlar katliamı:
Temmuz 1993 Sivas olaylarından hemen sonra, 5 Temmuz 1993’te, Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar Köyü’nü basan teröristler, önce köyün erkeklerini köy meydanında toplayarak propaganda yapıp, 28 kişiyi kurşuna dizdiler. Sonra köy ateşe verildi ve 214 ev, köy okulu ile köy camii yakıldı. Bu yangınlar sırasında da 1’i çocuk, 4’ü kadın, 5 kişi öldü. O gün Başbağlar’da toplam 33 kişi can verdi. Katliamın ve kundaklamanın ardından köye bırakılan bildiride, “Sivas’ın intikamı alındı” deniliyordu.
Bütün görgü tanıklarının ifadesine göre eli silahlı yaklaşık 100 kişi tarafından işlenen bu katliamdan sonra başlayan yargılamalarda toplam 20 kişi gözaltına alındı. Yargılama sonunda sadece bir kişi mahkûm edilirken, geri kalanlar serbest bırakıldı!..
Tam 24 yıldır süren, yargılama sürecinde, Başbağlar katliamı ve mağdurlar için gereken ilgi gösterilmediği iddia edildi hep ve köylülerin yakılan evlerinin onarılmasından başka devletin Başbağlar’a yönelik hiçbir ilgisi olmadığı da… Kartel medyası ve sivil toplum kuruluşları da Başbağlar’a yönelik gözle görülür ve kitlesel çapta bir ilgi göstermediler!..
Aldığımız bilgilere göre, sonraki süreç söyle işledi:
“33 kişinin katledildiği vahşetin failleri olarak yakalananlar, çok kısa süre sonra serbest bırakıldı. Mahkeme sürecinde bu kişilerin zanlı oldukları tekrar kabul edildi ve aynı kişiler hakkında arama emri çıkarıldı. Ancak pek çoğu bulunamadı. O dönemde tam bir yargı skandalı olarak yaşanan bu olaydan sonra yeniden, yeni isimlere yönelik gözaltılar başladı.
Ancak bu sefer de, bu kişiler DGM’de yargılanmak üzere katliamın işlendiği yere en uzak noktaya, İzmir’e taşındı. Başbağlar’da gerçekleştirilen, 33 kişinin öldürülmesine ilişkin dava Erzincan Devlet Güvenlik Mahkemesi’nden İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne nakledilirken, mağdurlar ve avukatları bunun bir “sürgün” olduğunu söylediler. Katliamın yaşandığı Erzincan’da DGM varken, dava ne 363 kilometre mesafedeki Malatya’ya, ne de 440 kilometre mesafedeki Kayseri DGM’ye alınmayıp, 1263 kilometre uzaktaki İzmir DGM’ye havale edilmiş, mağdurları daha da…” (devamı: https://resmitarihyalanlari.wordpress.com/2011/10/23/basbaglar-katliami/)
Dolayısıyla;
Sivas olaylarında yiten canlar da bizimdi, Başbağlar’daki de… Sivas olayları/katliamı her yıl dönümünde anılırken, Başbağlar olayları/katliamına neden yeteri kadar ilgi gösterilmiyor? Acının azı çoğu olur mu hiç?
Başbağlar katliamının görüldüğü mahkemelerce adil bir yargılama ile hem mağdurları hem de kamuoyu vicdanını rahatlatacak bir sonuç çıkması ümit ediliyor.
Zira;
Ateş düştüğü yeri yakıyor! Başbağlar katliamından sadece 3 sene önce, PKK’nın yine aynı bölge de Elazığ Arıcak Bükardi köyünde, 14 Nisan 1990 tarihinde, yaptığı katliamda 5 öğretmeni şehit etmişti! O öğretmenlerden biri de benim okul arkadaşımdı. İzzet Yüksel Öğretmen; senelerce gurbette yoksulluklar içinde okudu, çok sevdiği öğretmenliği bitirince de ilk tayin yeri yine gurbet oldu. O, bu görevi vatana hizmet bilip yine gittiği gurbette şehit oldu!.. Tıpkı o katliamda yaralı kurtulan eşi gibi, bu şehadetlerin acısını bizler en derinden hissediyoruz, acılar daha fazla uzatılmamalı…