Adalete sadece haksızlığa uğrayanların değil herkesin ihtiyacı var. Adaleti başkası için de isteyebiliyorsanız adalet isteğiniz samimi olur…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Adalet” yürüyüşünü başlattığı günden beri kendisiyle söyleşi yapmak istiyordum.
Sorulmayan soruları sormak ve vereceği yanıtları ben de merak ediyordum.
Daha önce ‘beraber gidelim’ diye sözleştiğimiz Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara’dan nihayet beklenen yanıt Salı günü gelmişti. “Ali sabah gidiyoruz. Saat 06’da hazır ol.”
Sabah 06.30’da yola çıktık.
21. gün yürüyüşün başlayacağı yere vardığımızda daha yürüyüş başlamamıştı.
Yürüyüş saati geldiğinde insanlar akın akın korteje katılıyorlardı.
Yürüyüşün başlayacağı yerde sürekli olarak otobüsten CHP’li yetkililer katılımcıları uyarıyordu.
“Emniyet güçlerine yardımcı olun, arama yerinde zorluk çıkarmayın, yolu kapamayın, adalet dışında slogan atmayın…”
****
Kemal Kılıçdaroğlu yürüyüşe başladıktan sonra, binlerce kişi büyük bir disiplin ile yürüyüşe katıldı.
Şunu başından söyleyelim.
CHP il ve ilçe örgütleriyle yürüyüşe destek veriyor.
Mola merkezlerinde ihtiyaçları CHP’li belediyeler büyük titizlikle binlerce kişinin ihtiyacını karşılıyor.
****
Ama bir gerçeğin daha altını çizmek gerekiyor.
İnsanlar kendiliğinden yürüyüşe katılıyor.
Hem de büyük bir coşku ile…
Meslek örgütleri destek veriyor.
Adaletsizliğe uğradığını düşünen insanlar yürüyüşe katılıyor ve seslerini duyuruyor.
Örnek, askeri okul öğrencilerinin yakınları yürüyüşte boy gösteriyor.
Belki pankart asmıyorlar ancak memurluktan atılan insanlar, onların yakınları yürüyüşte yerlerini alıyorlar.
Tutuklu yakınları yürüyüşte yerlerini alarak, yakınlarının, çocuklarının suçsuz olduğuna inanarak tutuksuz yargılanmaların için taleplerini yükseltiyorlar.
****
İlk defa Türkiye tarihinde uzun bir yürüyüş büyük bir disiplin içersinde yapılıyor.
Ve ilk defa demokratik bir hak yürüyüşünde emniyet güçleri olağanüstü güvenlik önlemi alıyor.
Ve ilk defa bir yürüyüşte, emniyet güçleri katılımcılarla çatışmadan, aralarında bir gerginlik yaşanmadan yürüyüş gerçekleşiyor.
Aynı zamanda Türkiye tarihinde ilk defa, yolların teröristler yürüsün diye yapılmadığını söyleyen bir bakan ortaya çıkıyor.
Ve ilk defa Türkiye tarihinde bir demokratik yürüyüşün, iktidarın lütfü ile yapıldığını öğreniyoruz.
İlk defa bir parti, kendi destekçileri dışında toplumun çok farklı kesimlerinden destek alıyor.
Bunu da bir kenara yazın; CHP tarihinde ilk defa hiçbir şekilde bir araya gelemeyeceği kesimlerle bu yürüyüşte bir araya geliyor.
Vesayetçi güç odaklarının argümanlarına sarılmak nasıl bir şey…
FETÖ bugün tüm kötüklüklerin anası diye lanse ediliyor.
100 yıldır ittihatçıların, beyazların yaptığı gibi aynı şeylerin söyleniyor olması beni rahatsız ediyor.
Aynı şeyleri, aynı argümanları, aynı korkuları yüz yıl boyunca ittihatçı artıkları yaydılar.
Ne oldu?
Şimdi onları iktidardan uzaklaştırmak, vesayetçi rejimi ortadan kaldırmak isteyenler aynı argümanlara sarıldılar.
Varsa yoksa milletin, devletin ve ülkenin bekası üzerinden sabah akşam bize propoganda yapılıyor.
O düşman bu düşman şu düşman.
Hak arayan herkes büyük bir oyunun parçası.
Büyük bir provakosyanın parçası…
Tröristlerin işbirlikçisi…
Ve ilginçtir suçladıkları FETÖ, HDP, PKK ile neler yapıldığı yakın tarihte ortada duruyor.
Midem bulanıyor.
Birine FETÖ’cü suçlaması yaparak hayatını karartabilirsiniz.
Hele gözaltına alınırsa yandı.
Hele bir de tutuklanırsa…
Aylarca tutuklu kalabilir, yargıç karşısına çıkmayabilir.
Çevrenizden dışlanabilir, devlette çalışıyorsa işini kaybedebilir.
İş sahibi ise tüm itibarını kaybedebilir.
Sonra da haksızlığa uğradığını anlatmak için uğraşabilecek gücü bulabilirse… Yetmez yanında durabilecek insan bulabilirse…
****
Haksızlığa uğradığını düşünen, suçsuz olduğunu düşünen insanlar nasıl hak arayacaklar?
Herkes, şeytanlaştırmanın karşısında susuyor, vicdanlarını satıyor.
Düne kadar içli dışlı olmuşlar, kendi dışlarında suçlu arıyorlar.
Halen bakan olanlar, yetkili olanlar ise dünkü söylediklerini unutmuşlar.
Sosyal medyada, kendi köşelerinde FETÖ’ye övgü düzenler bugün mücadelede en şahinliğe terfi etmişler.
Asıl yardım ve yataklıktan tutuklanması gerekenler, bugün salına salına ortada geziyorlar.
FETÖ ile en fazla mücadele eden isimler olmuşlar.
Adalet sistemine güvensizlik yüzde 76
Bunun dışında adalet sistemine güvensizlik yüzde 76’ya çıkmış.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçaroğlu adaletsizlikten şikayet edenlerin oranının yüzde 80’lere geldiği bir dönemde yürüyüş başlatmış.
Ve inanın kim ne derse desin bugün toplumda ki desteğinin yüzde 50’den az olduğunu düşünmüyorum.
Yol kenarında sarkık bıyıkları ile 50 yaş üzerinde bir MHP’li bozkurt işareti ile avazı çıktığı kadar Kılıçdaroğlu’na bağırıyor. “Sen adamın dibisin, sen adamın dibisin…” diye desteğini iletiyor. Kılıçdaroğlu da bozkurt işareti yaparak selamlıyor.
****
Kılıçdaroğlu’nun etrafından olağanüstü güvenlik önlemi var.
Kendi korumaları çok dikkatli.
Yürümesi ise iyi bir tempo… Öyle yavaş yürümüyor… Oldukça hızlı…
Kılıçdaroğlu’nun yürüdüğü korteje girmek ise çok zor.
Neyse Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara güvenlik çemberini aşıyor.
Kılıçdaroğlu ile görüşüyor.
Ve ben de güvenlik çemberini aşıyorum.
Kılıçdaroğlu ile merhabalaşıyorum.
Ve kısa bir söyleşi yapıp yapamayacağımı soruyorum.
Koruma müdürü itiraz ediyor.
Telefonumunun kayıt bölümünü açıyorum.
Anında müdahale ediliyor; Kılıçdaroğlu arkaya dönerek müdahale edilmemesini istiyor.
Ve ilk soruyu soruyorum.
Açık sorulara samimi yanıtlar… – Kamuoyunun merak ettiği şeyi soracağım. Aranızda FETÖ’cüler var mı?
“Aramızda FETÖ’cü varsa bu kadar güvenlik görevlisi var gelip yakalasınlar. Biz Fetöcüler burada diye yürümüyoruz ki… Biz hak, hukuk ve adalet için yürüyoruz. Bu iddialar tamamen provokasyon”
– Trollerin sosyal medyada size yönelik provokatif şeyler paylaşmasına ne diyeceksiniz?
“Onların adı trol. Dolayısıyla onların söylediği hiçbir bilgi doğru değil. Bu yürüyüşü küçümsemek istiyorlar. Bu yürüyüşü karalamak istiyorlar. Burada adalet yürüyüşü yapıyoruz. Onlar şunu söyleyemiyorlar. Ya Türkiye’de adalet var niye yürüyorsunuz? Onlar da şunu iyi biliyorlar ki: Türkiye’de adalet yok.”
– Son kamuoyu yoklamalarında Türkiye’de adalet sistemine inanmayanların oranı yüzde 76. Bununla ilgili ne diyeceksiniz?
“Daha fazla olması lazım.”
– Yürüyüşle birlikte, adaletsizliğin daha fark edilir olacağını, oranın artacağını düşünüyor musunuz?
“Daha da artacaktır.”
– Yürüyüşü adalet için değil de, parti içi muhalefeti tasfiye etmek için başlattığınız iddia ediliyor.
“Asla doğru değil asla doğru değil. Burada hepimiz, tüm arkadaşlar gönül birliği içinde geldiler destek verdiler. Beraber yürüyoruz. O iddiaları asla kabul etmiyorum.”
Mola yerlerinde her şey düşünülmüş!
Kısa söyleşiyi yaparken, Kılıçdaroğlu’nun baş koruması sürekli müdahale ediyor. Kılıçdaroğlu ise söyleşiyi kestirmiyor. Ancak bir iki önemli sorumu soramadan söyleşiyi yarım bırakıyorum. Biraz daha beraber yürüyoruz. Daha sonra aynı kortej içersinde mola yerine kadar yürüyüşü sürdürüyoruz.
Ve yaklaşık 7 kilometrelik yürüyüşten sonra mola yerinde, yürüyenlerin ihtiyaçlarını karşılayacakları her şeyin hazırlandığını görüyoruz.
Düşünün cep telefonları için şarj köşesi dahi hazırlanmış…
****
Yürüyüşe nasıl baktığınızı bilemem.
Ancak demokrasilerde yürümek herkesin hakkıdır.
Ve yürüme hakkı, iktidarların bir lütfu değil demokratik bir haktır.
İktidarlara düşen, yasalar çerçevesi içersinde yürüyenlerin can güvenliğini sağlayacak tebdirleri almaktır.
Adalet yürüyüşünü itabırsızlaştırmaya çalışmak da hiç doğru bir yöntem değildir.
Adalet talebi yerinde ve doğru bir taleptir.
Tüm toplumu ilgilendirmektedir.
Bugün kendilerine adaletsizlik yapılmadığını düşünenler, son derece memnun olanlara, hatırlatılması gereken şudur. Bugün haksızlığa uğrayanlar da birkaç yıl öncesine kadar aynı şeyleri düşünüyorlardı.
Adaletsizlik yapılabileceğini düşünenlere sorulması gereken ise şudur. Siz hiç hayatınızda adaletsizliğe uğradınız mı, hak arayamamanın nasıl bir şey olduğunu biliyor musunuz?
****
Bu ülkenin topraklarında herkes için ayrımsız ve eşit bir adalet sistemini kurmak zorundayız. Herkesin demokratik bir adalet sistemine ve demokrasiye ihtiyacı var.
Ve adalet önce kendiniz için istenilse de, adaletsizliğe uğradığını düşünenler için adalet isteyemiyorsanız bir gün adaletsizliğe uğradığınızda yanınızda kimseyi bulamayabilirsiniz.
Ancak bir gerçeği de unutmamak gerekiyor. Bu topraklarda başkaları adaletsizliğe uğradığında kendilerine bunu dert edinenlerin olduğunu da bilmek insana huzur veriyor.
Son söz: Keşke öteki diye gördüğümüz herkes için adalet isteyebilecek bir insan olabilseydik. Mutlu ve huzurlu bir ülkede yaşıyor olurduk.
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.