“Üç metrelik bir kalas koyduk diye” bir törene şahit oldunuz, öyle mi?
Ve “1930’lu yıllardaki o törene devletin amiri memuru, askeri erkânı her kim varsa törendeydi.” Öyle mi?
“Abdülhamit dönemi ile AKP dönemi arasında bir duraklama dönemine girildi.” Öyle mi?,
“Erdoğan ile birlikte bu dönemden çıkıldı ve Şahane Döneme girildi” Öyle mi?
Aman bre İsmail, söze bakıp cevap vermek ciddiye almaktır, bilirim ben. Bu nedenle cevabım zinhar, şahsınıza değil, şu anda meşgul ettiğiniz o Yüce Makamı koruma ve kollama adınadır.
Neydi o “üç metrelik kalas töreni” bilmem ama, şu anda oturduğunuz o makamın da o dönemin “En Yüce Eseri – TBMM) olduğu gerçeğini inkar etmek, en iyimser deyimle “kör kedi nankörlüğü” değil mi? O dönem yaşanmasaydı, inkar etsen de, Cumhuriyetin bir ferdi olmak yerine kimin neferi olurdun acaba, hiç düşündün mü?
O dönemin “üç metrelik kalas töreni” diye küçümsediğin o törenlerin oya gibi işlediği o eserler senin gibilere bile (ne yazık ki) makam hazırladı. Neylersin ki; sen inanmasan da, o dönemin yürekten inandığı ve yerleştirmeye çalıştığı “demokrasinin” cilvesi gözüyle bakarız bizler bu duruma.
Hoşgörü sınırlarımızı zorlayan tek durum ise, hem nimetlerinden yararlanmayı sürdürmek, hem de o nimetleri sunan sistemin aleyhinde olmak!. İşte budur bizi asıl kahreden.
Hadi; Abdülhamit hayranlığının kör ettiği, kalp gözünüzle yokluktan var edilen Cumhuriyeti görmezlikten geldiniz, bari onun 16 yıldır sata sata bitiremediğiniz eserlerin yüz suyu hürmetine “üç metrelik kalas töreni” diyerek cumhuriyetin kurum ve kuruluşlarını küçümseme çukuruna bari düşmeseydiniz. Neler sattınız 16 yılda şöyle bir, varsa vicdanınız, dönüp bakınız!. Hem unutamayıp, hem küçümsediğiniz o “üç metrelik kalas” niye bu kadar çok acıttı sizi?
Bir şey daha hatırlatmak isterim Bay İsmail:
Abdülhamit – Tayip arasını dönemi “Duraklama Devri” ilan etmektesiniz. Bu kadarcıkla da yetinmeyip Tayip Dönemini “Şahana Dönem” olarak göstermektesiniz. Bu sözlerinizle siz kendi cehaletinizi tescillediğinizin bile farkında değilsiniz. Zira Osmanlı’da “Duraklama Dönemi”ni takip eden dönem “Gerileme Devri”dir. Şu anda yaşanan dönem tam da odur!. İstediğiniz kadar inkar etseniz de, görmezlikten gelseniz de, allayıp pullayıp cilalasanız da, sarayınızı “Şahane Dönem” diye yalasanız yağlasanız da, şu dönemde Cumhuriyet en zorlu “Gerileme” devrini yaşamaktadır.
Hiç kuşkunuz olmasın Bay İsmail;
Bu dönemden kurtuluşu da yine Cumhuriyetçiler sağlayacaktır. Dileriz ileride de “Bay İsmailler” meydan bulamazlar!.
*
Ben kim miyim?
Ben; Bay İsmailler 6. Filo’yu kıble alıp namaza dururken, 6. Filo’yu hedef alıp, denize döken ’68 kuşağının bir neferiyim.
Mehmet Halil Arık
Emekli eğitimci – DENİZLİ
mehmethalilarik@gmail.com