İnsanlığın temeli eğitimle başlar. Eğitim bizim için insanlığa hizmet yarışıdır. Hayatı Öğrenmek, hayata Yön vermek ve ahlaki değerleri hayatımıza hakim kılmak için iyi bir eğitimden geçmek gerekiyor. Dinimiz İslam bilime- eğitime büyük önem vermiş, Allah’ın ilk emri :”Oku- Yaratanın adıyla oku” tebliği ile bu eğitime başlanılmıştır.
İnsan için uğrunda yorulmaya, sıkıntı çekmeye değer en hayırlı amaç, hedef bilgidir, ilimdir. İlim yoluna gönüllü girilen bu yolda, gerekirse pek çok dünyevi zevk ve menfaatten mahrum kalınması, çile ve zorluklara göğüs gerilmesi gerekmektedir. Sadece dini bilgiye ulaştıran yol değil, insanlığa faydalı olan her türlü bilgi ve yönteme götüren yol kıymetlidir.
İnsan, hayatı dünyayı tanımakla- bilmekle yücelir. Âlim, bilgisi ile çevresini aydınlatırken; abid de ibadetiyle ışık verendir. Melekler, iyi insan olma mücadelesinde insanlara destek olduğu gibi, kendini ilme, bilgiye, irfana adayana da yardım eder. Allah Resulü (sav): “İlim için yola koyulan kimse, dönünceye kadar Allah yolundadır.’ Hadisiyle bu gerçeğe işaret etmiştir. Eğitimde yerli ve milli eğitimi esas almamız gerekiyor.
İlim elde etmek, sadece bir bilgi yüklemesi değil, aynı zamanda imanla yakından ilişkili olarak ruhen, fikren ve ahlaken ilerleme- yücelme çabasıdır. ‘Allah’a karşı ancak kulları içinden âlim (bilgili) olanlar derin saygı (huşu) duyarlar, ayeti bilgi ile iman arasındaki bu ilişkiyi güçlü bir şekilde vurgulamaktadır.
“De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? ayeti de bilgi ile iman birlikteliğinin bir başka ifadesidir. Rasulallah (sav) bir duasında “Allah’ım faydasız ilimden sana sığınırım.” buyurarak, Allah ve Rasulü’nün övdüğü ve teşvik ettiği ilmin, insanlığa faydalı olan ilmin olduğunu söylemektedir. Faydalı ilim ise, ahlakı güzelleştiren, davranışlara olgunluk kazandıran, kişinin Allah’a yakınlaşması ve saygılı olmasını, hakka ve hukuka riayet etmesini temin eden, kişiyi ve toplumu maddi ve manevi alanda huzura kavuşturan bilgilerdir.
Eğitimde milli ve insani bir yolun izlenmesi asıl hedefimiz olmalı. Öğretmen yetiştirmede, eğitimin kalitesini yükseltmede ve uygulamalı eğitime ağırlık verilmesinde fayda görüyoruz. Öğretmen okulları gündeme yeniden alınmalıdır. Öğretmen seçkin elit bir kadrodur. Sıradan insanların yapacağı bir meslek değildir. Mesleki okullara ağırlık verilmelidir. Gençler öğle öncesi okulda öğle sonrası mesleki alanlarda uygulama içerisinde hayta hazırlanmalıdır. Kuru ezbere dayalı bir eğitim zaman israfıdır.
Çocuklarımızın kabiliyetlerine göre, onları geleceğe hazırlamak, Dini ve milli bilgilerle donanmaları- üniversite eğitimi almaları için onlara imkânlar hazırlamak da anne babalar olarak hepimizin görevleridir. Hem dünyevi hem de ahireti kazanma adına onlara iyi bir eğitim vermek hepimizin asli görevi olmalıdır. Eğitimi yaz- boz tahtası olmaktan kurtarılmalıdır. Batı ve Avrupa’yı taklit vari bir eğitim sistemini çöpe atıp, yerli ve milli bir eğitim modeli uygulamak zorundayız.
Gençlerimizin daha iyi bir hayat ve gelecek için yetenekleri ve istekleri doğrultusunda onları meslek eğitime yönlendirmek, onlara yapabileceğimiz en iyi yöntem olacaktır. Çocuklarımızın hem meslek yönünden hem de dini ve manevi değerlerini öğrenmeleri açısından onlara yardımcı olmalıyız.
Öğretmen, öğrenci, veli olarak daima işbirliği içinde olmak zorundayız.
Eğitimde süreklilik esastır.” Beşikten mezara kadar eğitim” bizim temel felsefemizdir. Kazsız, belasız bir eğitim yılı dileğimle….